15 Mart 2021 Pazartesi

Doğaya tutunmak



 

       Temizlik yapıyordum. bıraktım. Canım yazı yazmak istedi. Robot yapsın dedim onunda şarjı bitmiş. O şarj olurken şuraya kafamdaki meseleleri yazayım.

      Baharın Ankara'ya gelmesi nedense geç oluyor. Komşunun bahçesindeki erik ağacına bakayım. Ay oda yeşermemiş. Moralimi bozmayacağım.

       Okuyorum, izliyorum, bakıyorum, ekiyorum, kavga ediyorum. Ne yapıyorum? sorusunun cevabını arıyorum. Plansız olmak istiyorum. Terasa çıkıyorum boş saksılara bakıyorum. İçine neler ekebilirim. Tohumlarımı çekmeceden çıkarıyorum. Neler varmış bakalım. Bir kısmını satın aldım. Geçen yıl beş liraya aldığım tohumları bu yıl 2.5 ,3 liraya aldım. Ucuzlama değil. Plastikçiydi aldığım. Bu yıl aktardan aldım. Bodrum papatyası , hatmi çiçeği ,su kabağı, ay çekirdeği, marul maydanoz ,dere otu ve marul. Şimdilik bunlar bir kısmı ekildi. Bir kısmı bekliyor ekmemi.

          Bir tohum olsaydım ne olurdum diye düşünüyorum. Çiçek tohumu olmak istiyorum rengarenk. Gönüllere dokunmak istiyorum. Açılmayan kapıları açmak isterdim. 

         Kaç gönüle dokundum, kaç kapı açtım, kaç farklı bakış açısı gördüm, duydum bilmiyorum. Ne istiyorum ben de bilmiyorum. Balkon çiçek dolmaya başladı. Neden çok seviyorum bir bilsem.. Çiçeği sevmek ne demek .? Ama masamın üzerindeki yeşilliğin beni mutlu ettiğini biliyorum. Mutfakta hareket halindeyken sümbülün kokusuna bayılıyorum. Burnum tıkalı ona rağmen kokusunu  seviyorum. Karşımda güzellik görmek istiyorum. 

       Şu sıralar pembeye taktım. Çuhada pembe rengim yoktu. İki tane aldım. Bir tanesi köye bir tanesi balkona. Bu yazıyı yazarken masanın üzerinden bana bakan siklamenini pembesi. Ruhuma da iyi geliyor. Dün akşamki gün batımı oda pembe. Üzerimdeki bluz oda siklamen pembesi.

      Tohum ekmeyi seviyorum. Bakalım hangileri ne zaman çıkacak. Martın ortası oldu. Yaşama bakışım değişiyor. 

        Bazı ektiğim çiçekler tutmuyor bazıları tutuyor . Tutunmak ile ilgili yazı yazmıştım. Bir bakayım notlarıma.

        İki yıl önce yazmışım.

       " İki meyve ağacım var biri elma Deniz için diğeri ayva Ege için on üç nisanda ektim. İkisi de tutmuş Eşim “Tutunmak ne demek” dedi. “Bitki ölmemiş doğaya tutunmuş  kökleri yaşamak için toprakla buluşmuş.” Suyunu ,yaşamak için var olmak için tüm enerjisini topraktan alır. Yeni ekilmiş ağacı sulamamız lazım tutunmaya yardımcı olmak için dış desteğimiz gerekir.

       İnsan yaşamın içindeki boşlukta   nasıl tutunur? Zaman zaman  sorguluyorum.

         Bende yaşama tutunmaya çalışıyorum. Doğa , insan, dış unsurlar bana enerji veriyor. Çevreme bakıyorum her  insan tutunmak için bir çare arıyor. Kimi işine tutunuyor. Bazı insanlar bir başka insana tutunuyor. Bir de var kimselere tutunamayanlar var.  Kimileri aşka, tutunuyor kimisi çiçeklere, doğaya .Her şey tam mutlu derken bir şey eksik diyorum ne eksik olan ne bir çözebilsem."

         Ağaçlarım tutmadı tutunamadı. Neden diye sordum  Arif dedi ki "Yenge üste ekmişsin iyice derinliğince toprağa ekeceksin. Birde ilk ekildiği dönem sulanması lazım, ayrıca güneş görecek." Yöntemini bilmeden yaparsan böyle oluyor.
          Geçen ekim ayında ektiğim vişne tutmuş.


          
          

13 yorum:

  1. Yazıya kendimi kaptırmış giderken ve yazı içindeki bahar, çiçek, doğa sözcükleri çoğaldıkça doğrudan aklıma bir kitap geldi. Çok etkilemişti çünkü doğa ve bitkiler konuşuyordu. Okudunuz mu bilmiyorum. Bulunabilir mi şimdilerde onu da bilmiyorum, özellikle Ankara Çiğdemi'nin dilinden bir öykü vardır ki başkadır. Belki, bitkilerle bu kadar haşır neşirken ilginizi çeker diye şuraya bir not düşüyorum.:) Tubitak yayınlarından, bendeki 2001 tarihli 5.basım. Yazar Prof. Dr. Hikmet Birand- Anadolu Manzaraları.

    YanıtlaSil
  2. Selam burenos kitap için İnternete bakayım. Ankara'nın çiğdemleri ile ilgili bugün zihnimden yazı geçiriyordum. Tesadüfün böylesi çok güzel. Dün köydeyim. Adım başı Ankara'nın bozkırında bahçede çiğdemler sarı sarı parlıyordu. Doğanın uyanması beni mutlu ediyor. Sevgiyle kalın.

    YanıtlaSil
  3. Doğayı da insanları da aynı anda sevebilmek büyük gönül işi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Insanı seviyorum doğayı ayrı seviyorum. Ceren kavgam hep kendimle. Yazdığım yazılarda umut vardır. Aydınlanma vardır. Blog dışındaki yazılardan bahsediyorum. Sevgiyle kal.

      Sil
  4. Benim balkonumdaki saksılarda büyüyor fideler ama nereye ekeceğim bilmiyorum. Kuzeye bakan yerdeler, güneşe çıkmaları gerek artık. Kiraz, elma, limon, çam, bir de ne olduğunu henüz keşfedemediğim bişey. Ne yesem çekirdeği sokuşturunca bilemiyorum tabi :D Toprak, tohum, mucizevi şeyler. Yalova'da bahçemi ekip biçerken, insanın şu topraktan başka hiçbir şeye ihtiyacı yok diye düşünürdüm.

    YanıtlaSil
  5. Yazını okuyunca uzun zamandır kendime çiçek almadığımı fark ettim. Yarın ilk iş kendime bir çiçek armağan etmek olsun. Bir de ay çiçeği tohumu alayım. Sende gördüğüm ay çiçeği çok güzeldi. Her sene ben de ekeyim diyorum unutuyorum.

    YanıtlaSil
  6. Selam Mihriban ay çekirdeğini işlem görmemiş yani Kavrulmamış çiğ alıyoruz.

    YanıtlaSil
  7. Bereketli olsun, hepsi yeşersin tohumlarınızın inşallah. Bence bir yaşamı yeşertmek çok güzel bir his, bu his sizi besliyor olablir.. İyi ki de öyle oluyor hem <3 çok sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tohumun büyümesini izlemek ayrı keyif. Doğanın uyanışı bir yandan teşekkürler Geçmiş Bahar Mimozası.

      Sil
  8. Selam hoşgeldiniz. Teşekkürler. Ayşe Baykal.

    YanıtlaSil
  9. Ankara'nın günbatımlarına bayılıyorum. Kızıma gittiğimde o saatlerde işi gücü bırakıp dışarıya bakıyor(d)um. Her biri başka güzel oluyor. :)
    İnsan bitkiler alemine dalınca, doğadan kopmamızın bedeli olarak ne kadar az şey bilir hale geldiğimizi anlıyor. Yine de bir ucundan öğrenmek güzel. :)

    YanıtlaSil
  10. Selam ekmekçi kız evet Ankara'da gün batımı ayrı güzel. Hele hava bulutluysa. Öğrenmenin yaşı yoktur. Sevgiler.

    YanıtlaSil

Ne okuyoruz? Babamın Tenekeleri Zehra Konukman'ın ilk kitabı

                                                                                                                                            ...