Edinburg Kalesi
Victorıa Streed caddesi
Karanlık ama renkli bir şehir bazen masallardan çıkmış bazen film sahnesinden önünüze düşmüş
Biraz gülmek gerekir
Kızılcahamam'daki eve gidiyoruz bahçede otururken ucuz Edinburg biletlerine bakarken birden bilet alıyoruz. Bir başka geziyle Benelüks Avrupa arasında iki gün var. Dört arkadaşız vize için başvuru yapıldı. Bir arkadaşımızın kızı orada. Erasmus'tan dolayı gidecek bizim aklımıza da Edinburg öyle girdi. Maalesef arkadaşa vize çıkmadı. Evin ayarlanışı böylece kalacak yer sorunu da çözüldü. Benim kırık elin alçısı çok kalın. Doktor alçıyı inceltti. Hastane ve minik alışverişler dışında evden çıkmayan ben birden minik bir valiz içi kalın kazak ve içliklerden oluştu. Dört saatlik yolculuk neyse ki yerim cam kenarı ve kolumu kaldırabileceğim yer. Grubumuzun becerikli arkadaşı eve hangi araçla kaç durakta gideceğimize iyi hazırlanmış. Tramvayda kredi kartı geçerli.7.5 sterlin. İnanılmaz bir yolculuk gri masallardan çıkmış bir kent. Tramvaydan sonra 15 dakika yürüyor ve eve varıyoruz Bir saat sonra arkadaşın yeğeni geliyor grup tamamlanıyor ev iki artı bir yataklar küçük elimi güvenceye alıp arkadaşı rahatsız etmeden salonda yatmayı planlıyorum. Evden getirdiklerimiz ile poşet çay, peynir ile bir şeyler atıştırıyoruz.
Hemen şehri merak ediyor eski şehir yürüme mesafesinde hepimiz şaşkın ve mutlu hava gri yağmur yağıyor. Ortaçağdan kalma şehir. Her yer ekose vitrinler ona keza ,ilk gün yağmurluydu. Sokakta gayda sesleri. Diğer günler güneş açtı. İçlikler içimizde ortaçağdan kalma bir kent. Üçüncü gün günü birlik Belfast' ta gittik onun hikayesi bir sonraki yazıda olsun. Gezmek güzel. Kırık bilek engel değil. Ayaklar sağlam.