30 Mayıs 2022 Pazartesi

Gerçek olan nedir?

                                                       




      İçerden yüksek sesle konuşmalar geliyordu kadın kulağını dayadı neler konuşuyorlar "savaş, imaj, masal, görüntüler bizi aldatır. Ben piyasaya bakarım. Sanat yaptığım için algılayamadım. Her insan sanatı piyasa için yapmıyor. Alternatif ürün de piyasa..."

      Bazılarını anladı bazılarını anlamadı. 

      Kendi dünyasından hem çok uzak hem de çok yakındı. Bildiği gerçeklik öğlen yemeğinde ne yenecek evde malzeme var mı?

     Yarın ev boyanacak yola çıkılacak planlama yapmam lazım.

      Kapitalizm bizim algılarımızın dışında...

       Hayat pahalı evde domates bitmiş pazarda 20 lira  hangi markette daha ucuz.

       Benim  gerçekliğim... bu dedi. 

       Ayağının sızısı dinlenmesi gerektiğini hatırlattı. Kendini yorma.

      Dünürü süper Özlem demişti.

      Süper ne demek olması gerekenleri yapınca niye süper olsun ki!

      Onca koşturmanın içinde yaptıklarına baktı. Sadece yaşamak için olması gerekenler peki hayalleri nerede ? Onları yapmak için enerji kalıyor mu? Araya sıkıştırmaya mı çalışmıştı. Kocası kariyer yaparken o ne yapmıştı. Çocukları büyütmek işi, evin işleri bir koşuşturma içinde geçen hayat. Hayaller güldü. Onları gerçekleştirmekten epey uzaktasın diyen bir iç sesini duydu. Halan koşturuyordu. Gün içinde yapmak istedikleri varsa uyanınca sabah kendisi için ne yapıyorsa kar kardı. Şimdi zamanı çok hayallerini gerçekleştirecek gücü yoktu. Ne yaman çelişki diye düşündü. Gençken zaman çok yaşamak için zorunlu işler kimin beceresi ve zamanı varsa.  Hala zamanın büyük kısmını onlara ayırıyordu. Torunlar, eşi, kızı, damadı kıymetini biliyor muydu. Eşi verdiği kredi kartını istemişti. Yarın anneler günü kızı ve oğlu onun için ne yapacaktı. Çok merak etti. Bir gün gelecek hatırlanmayıp unutulacak. Oğlunun  kız arkadaşına verdiği ayırdığı zaman ve ilgiyi görünce değerini anladı. O zaman dedi adımlarımı daha dikkatli atacağım. Hayat geldi geçiyor. Ertelenen düşler bir bir rüyalarına girmeden yol yakınken bir yerlerden başla. 

       Süreyi göz önüne al. Acele karar verme. Her şeyi bitirme acele etme, konuşurken bile yemek yerken bile zihnine yerleştir. 

       Sabah bir telefon çaldı. Arayan kayınvalidesi adres soruyordu. Aslında beni götür demek mi? istedi. 

       Kocası aradı. Evde hiç saç fırçası ya da tarak yok.

      İşte gerçekliğimiz yorum yapmıyorum. Birden gerildiğini hissetti. Müziği açtı. Sabah ki telefonları unutmanın yolu dedi. Yapılacak işleri planlama yapmalıyım önce yazmalıyım unutmamak ders almak için. Bugün yorgundu. sabah yürüyüşünü akşam üstü yaparım. Sabah kahvesi için de erken gidip gazete alayım.

       Bugün gün bana ait yüzünde gülümseme  acaba mutluluk bu mu?

22 Mayıs 2022 Pazar

Minik bahçe

 

                                               



 

             Alışveriş mağazasını gezerken "gelin bahçe yapın ürünlerinizi sonra toplarsınız" diye bir ilan gördüm. Neden olmasın dedim gittim kayıt yaptırdım. Bugün minik bahçeyi oluşturma etkinliği vardı. . Bahçe için ayrılan bölüme ne ad verelim diye sordular ilk aklıma gelen parıldayan çiçek oldu. Etkinliğin başlamasını beklerken yanımda oturan kişi merhaba dedi tanıştık. Doğaya meraklı adı Ayşe .etkinlik çocuklar için düzenlenmiş ama biz büyüklere de yer var... Çocuklarla tanıştık. Komşu bahçe gelmeyince birbirimizin bahçesini sulayalım dedik. Su içinde yağmur sularını biriktirmişler Beşer kök domates,  biber, patlıcan ve salatalık. İsterseniz ürünü satın isterseniz kendiniz için alın.  dediler. Betonlaşan şehirde bir karış toprağın önemli olduğu ne kadar aşikar. .Doğa git gide bizden uzaklaşırken yediğimiz hormonlu ürünlerin yiyeceklerin  önemi ve değeri çok anlamlı. Bakalım domates biber alabilecek miyiz? Gübre yapmışlara atıklardan. Terasta sebze atıklarından yaptım. Merak ediyorum bostanımdan sebze yemek mümkün olacak mı? Umutla sulama ve çapalama işlerini yerine getireceğim..

6 Mayıs 2022 Cuma

gez, gez, geziyorum Sinop

                                                           








                                  Sabah yürüşünde Sinop

      Bir arkadaşım facebookta fotoğrafın altına yorum yazmış. "Gez gez"  ah keşke dünyayı keşfeden, evreni keşfeden insanlardan biri olsaydım. Ne mümkün...Benim gezilerim kendi çapımda; bazıları için çok, bazıları için az. Şu sıralar denk geldi. Sinop'tayım, eşimin memleketi evimiz  olunca bir ziyaret yapalım.

       Özlemişim ancak hava soğuk şu anda kalorifer çalışıyor. Yine de farklı bir yer deniz, bahar ve sevdiklerim.

        Sabah yürüyüşlerinde Sinop'ta özlediklerimi keşfediyorum. Dün sabah Yalı tarafına yürüdüm çay ve simit yanında krem peyniri anılara daldım. Eski evimde otururken yürüyüş sonunda bu ritueli yapardım. Kırk yıldır Sinop'a gider gelirim. Anılar zihnimde dolaşır durur.

       Bu sabah yağmura yakalandım. Eve dönünceye kadar korunaklı giyinmeme rağmen su içinde kalmışım. Üç hafta önce Datça'da her yer yeşermişti. Dutlar kırmızı bir hafta içinde olgunlaşacak duruma gelmişti. Burada doğa örneğin incir ağaçları yeni yeşeriyor.

        Dışarıda yağmur olunca müziğimi açıp yazı yazmak gibisi yok. Aklımda farklı bir konu hikayesini yazayım.

        Kahvenin kokusu yağmurun kokusuna karıştı. Bir martı havalandı. Artık deniz kenarında değiller. Denizde  balıklar bitti. Çöp karıştıran martılar. Doğayı insan bitirince hayvanlar aç kaldı. Radyoda Ahmet Kaya "sen ağlama" diyor. Dün akşam dilekler yazıldı. Gül ağacı bulamadım. Çiçeğimin dibine koydum. Üzerine yağmur yağdı. Gönlümden geçenleri yazarken düşündüm. En çok istediğim birinci sıradaki dileğim  olması için planlama yapmalıyım. 

          Bu satırlara göz atıyor, okuyorsanız gönlünüzden geçenler gerçek olsun.

        

      

3 Mayıs 2022 Salı

Biri mi? sesleniyor

        

                                                 




                                                Sinop
     

        Bahar yağmurları yeni başlamıştı. Dün gece erken yattı. Sabah doğal olarak erken uyandı. Dışarıya baktığında yağmur damlaları camı kirletmişti. Balkona çıktı. "Bugün çiçekleri sulamasam da olur." dedi. Tohumlardan çıkanlara baktı. Çiçeklerini selamladı onlara bakınca enerjisi arttı.

 

         "Hayat satranç taşı gibidir hamleleri iyi yapmak gerekir." diye düşündü kadın. Nerede iyi oynayacağımız bilmek gerekir. Örneğin at, fil, çapraz, piyon ilk çıkışta bir kare atlayabilir. Vezir her yöne, şah her yöne gidebilir zıplayamaz ancak yandaki kareye gider. Kale önü açıksa doğrusal  hareket. Şah ve kale hiç oynanmamışsa ikisi arasında pul şah ile kale yer değiştirir rock denir.

       Birinci sıralar tutulmuş, hayatı uzaktan izlersin, bir şeyler yapmak istersin, yardımcı, destek olmak birinciler yorgunluktan ölse bile sırayı vermez sana. Onun iyice yorulmasın beklersin baş rolde olduğunu sana anlatırlar. Bazen başrol bazen ikinci. Önemli olan uygun zaman ve yerde olmak gereken desteği sağlamaktır. Mekansal yakınlık değil gönül yakınlığıdır. Tıpkı satranç tahtasında vezir gibidir bazen hep piyon olursun.

       Piyon olmayı kaldıramıyordu. Kim kaldırabilir diye düşündü. İstenildiği gibi, kolayca yönlendirilebilen, bir çıkara, bir amaca hizmet ettirilen, kullanılan kimse.. Hayır piyon değildi. Bazen vezir olmak isterdi.

          Kim olduğu niye bu kadar önemli olsun insandı. Duyguları vardı. Hayatı düzenle, karşındaki konuşurken sus ,eleştirme, sakin cevap ver. Sözlerin kaybolmasın birilerine ulaşsın. Sakinlik galiba hepimizin bir yerde isteği buydu. Artık işleri rafa kaldırmak. Bir de kendini düşündü. Bir sığırcık kuşu olmalıyım özgür bir yerlere konmalıyım. Maalesef kuş değildi. Alışkanlıkları vardı. Evi temizlemeden işe başlamazdı. "Vazgeç dedi bırak yatak dağınık kalsın. Çık alanlara bağır bağır belki birileri duymasa da sesini."   Bakış açını değiştir "aydınlansın bu kirli yüzler" diyen şarkıda olduğu gibi savaş devam edecekti. Evde, hayatta  ta ki sesini duyurabildiği kadar ya seni ezecekler ya da dimdik ayakta kalacaksın. Peki "nereden başlamalıyım?" dedi Tabi ki önce kendinden sonra yakındaki insandan. Kolay mı? hayır. Sabah ki filmde şöyle bir söz vardı. "başlangıçları severim." Peki dün nereye kayboldu? Kaybolmadı. O sadece dünde kaldı. Onun tecrübesini kullan. Acele etme sakin ol. Ve şimdi karşı tarafı dinle. Bugünün adı umut olsun.  

      İçinizdeki bayram hiç bitmesin.

 


Ne okuyoruz? Babamın Tenekeleri Zehra Konukman'ın ilk kitabı

                                                                                                                                            ...