Sinop'ta Sarıkum' u dolaşıyorum. her yer çöp içinde .Şişeler, çocuk bezleri, tek terlik, bir kasa, bir kısmını deniz taşımış, bolca plastik. Karar aldım bir sonraki gelişimde elimde çöp torbası ve eldiven. Yine Sarıkum' dayız. Torbalar ince yırtıldı. Ordu' dan gelen bir karı koca. Bize çöp torbası verdi. Dünürüm Hilla, ablam, Ordu' dan gelen aile sahili temizledik. Çöpleri topladık. Dışarıda delice esen rüzgar. Dünürüm Hilla' dan utandığım için çöp topladım. O beni kahraman ilan etti.
"Biraz araştırma yapayım" dedim. Sinop çöpleri şimdi nereye dökülüyor? İnceburun' a giderken bir köye.
Sinop'un son günlerinde Karakum'da denize giriyorum. Etraf çöp içinde plastikler, naylon poşetler. Hep merak eder dururum. O çöp içinde denize nasıl girilir? Nasıl piknik yapılır? Ben çöpleri topladıktan sonra bir bayan "İçimden sizi alkışlamak geldi "dedi. Ne alkışlanmak ne kahraman olmak asıl amacım temiz bir çevre.
İstanbul' dayım. Oğlumda kalırken sabahları Cihangir'in sokaklarında dolaşır en son parka inerim. Parka inen bir merdiven var. Günlerden pazar sabah yedi gibi o merdivende olmayan yok şişeler,kuru yemişler,plastikler. gençler orada oturuyor. Nasıl o pisliğin içinde oturuyorsunuz? Ben geçerken üzülüyorum.
Temiz bir çevre için çok şey yapmaya gerek yok. Lütfen çöplerinizi çöp kutusuna atın. Piknikten dönerken çöplerinizi toplayın. yere çöp atmayın. Anne babalar çocuklarınıza örnek olun.