24 Aralık 2010 Cuma

25 aralık

Bugün anlamlı ve özel bugün anne oldum yıllar önce gencecik bir kadındım bana göre çocuk denecek yaş.Ama iyi ki sevgili kızım dünyaya geldi.sarı saçlı mavi gözlü.olsun istedim duamın yarısı tuttu.Mavi gözlü bir kız 2 kilo 650 gram 150 gramla premeture olmaktan kurtuldu. .teni parlak adı ne olsun diye düşündüm.Adı didem olsun dedim.Mini mini bir kız onu çok seviyorum özellikle aklını.Bazen beni üzse de 2 dakika sonra farkeder yaptığını telafi eder (ne kafiye oldu ama)
HOŞGELDİN SEVGİLİ KIZIM SENİ SEVİYORUM

anılar



insan bişey vermek güzel
ama onun işine yaramalı sevmeli,beyenmeli,bir telaş (tatlı güzel)aynı zamanda hem ekonomik olmalı hem orijinal hem ihtiyacını karşılamalı,hem anlamlı olmalı.Bir de özel olmalı.Hediye almasını seven bir arkadaşım vardı elimi attığımda sanki ondan bir parça.Bir eşarp,vazo,bir çiçek
ne güzel onun hatırası bende onunla beraber olmuşum.Hediyeden başladık anılara geldik.Anılar yaşanmışlıklar geçmişe baktığımda yaşadıklarım ne güzel ne güzel can dostlarım var.hatalarımı kibarca savuşturan.

hediye

balkonuma konan kuşlar



sabahleyi uyandığımda dışarıya bakmayı adet edinmişimdir.Bir baktım iki minik kuş
balkon kenarında
evimde bir canlı çiçeklerin dışında bana özgürlüğü hatırlatır bir yerlerde durmamayı hareketi

balkonuma konan kuşlar

20 Aralık 2010 Pazartesi

Başarıya ulaşmanın yolları

Büyük düşünün
Çoşkunuzu güçlendirin
Hedefiniz ve yönteminizi belirleyin
Arzularınız güçlendirin/geliştirin
Maneviyatınızı güçlü tutun.
Cesur olun
Karar verip hemen yapın
Geçmişe takılmayın/şimdiki zamanı yaşayın
Bahanelerden kurtulun

19 Aralık 2010 Pazar

2011 yılına mektup,


Dün gibi hatırlıyorum seni 2010 .Başlamaya görsün.herşey Sende kimbilir nasıl gelip geçeceksin.Dün geçmiş yarın belli değil önemli olan şu an diye bir söz ne kadar anlamlı.Hayat sürprizlere gebe.Sen plan program yaparsın o ise sana sürprizler yapar.Ama her zaman güzel şeyler olmaz yaşantında; bazı pişmanlıklar ,barındırır ,bazende balyoz gibi iner yaşamın gerçekleri..Kimi gün kederlenirsin,kimi gün alır seni bir sevinç,.anılara götürür.Güzel yaşanmışlıklar birikir çizgilerinde.Aynaya baktığında o çocuksu yüzü ararsın.Ellerin buruş buruş olmuş.Herşey değişiyor dersin.Bırak değişsin ne aynı kaldı ki diye buruk tebessüm yerleşir dudaklarına..Aşkdır aradığın aradığın yalnızlık bitsin diye .Bazen yaşamda iki kişilik yalnızlıkları oynarsın., bazen kalabalıkları..Hep sevilmek istersin.sende birini sevmek..

Kendini ararsın yazılarda ,anılarda.Üretmek istersin herşeyin tüketildiği dünyada..Farklı olmayı erdem sayarsın ama aynı zamanda benzerlikler yaklaştırır insanı diğer insana..

Kendini ararsın,kendi ruhunda.Hoşgeldin yeni yıl yeni insan.

16 Aralık 2010 Perşembe

ÖZLEDİM


Arkadaş sohbetlerindeki tınıyı,Çocukluğumun tavada yumurtasını,Okuldan eve geldiğimde annemin yaptığı çayı,babamın sabahleyin işe gitmeden oynadığı oyun havalarını,çocuklarımın evin içinde koşuşturmalarını,zamanın geçerken ki bende bıraktığı izi,aşık olduğum adamın sevecenliğini,sabahları işe giderken ki heyecanımı.Biliyorum o kargaşada bunlar önemsizdi.Ama iyi ki yaşamışım ben bunları.

14 Aralık 2010 Salı

ESTETİK

Güzel üzerine düşünme ve akla benzer bir yeti bilimi diye tanımlıyor Baumgarten.Peki o zaman bir başka soru çağrıştırıyor.Güzel nedir?Bize haz veren şey.Bir manzaraya baktığımızda,bir müziği dinlediğimizde,bir dansı seyrettiğimizde,bir şiiri dinlediğimizde bizde oluşan duyum.Bir doğal güzellik var bir de insanın yarattığı güzellik .Buda sanat yapıtlarındaki güzellik.Örneğin Dolmabahçe sarayı ya da Orhan Veli'nin İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı şiiri.

KİTAPLAR

Kitaplar diye başlık attım .Tüm yazdıklarım gitti.Üzüntüden ölüyorum.Bilgisayarın azizliğine uğradım.Felsefe ve psikoloji kitaplarının bende bıraktığı hazdan söz etmiştim.Felsefe düşünmemi sağlayan;İnsanı,doğayı evreni sorgulamaya yol açan bir bilgi çeşidi.Psikoloji insanı tanımayı sağlayan bir bilim.Eve gidince felsefe kitaplarımı karıştırayım.Kahve ve çikolatayı yanıma alayım.

KİTAPLAR

13 Aralık 2010 Pazartesi

kitaplarım


Beni mutlu eden,yalnızlığımı paylaşan kitaplarım.Bana dünyalar getiren,hayal gücümü genişleten kitaplarım

akşam yemeği





Dünürler damat ve kızımla akşam yemeği menü:brokoli çorba,ana yemek:krepli tavuk üzeri beşamel sos ve kaşar peyniri .Krepler köy unu sağlıklı beslenme ,pilav ve salatalar tatlı olarak altı biküvi arası muhallebi üstü kabak tatlısı robottan geçme.Salatalar: kırmızı pancar(yoğurtlu),karnıbahar salatası,yoğurtlu mantar.Binnur'da nohut ezme

11 Aralık 2010 Cumartesi

çiçek ve turşu



Kış gelince annem turşu yollardı.Şimdi hasta ben ona götürüyorum.Çiçek sevgimde anne ve babamdan.Babam bakıyor artık çiçeklere çok güzel bahçesi var orman gibi bunlarda benim çiçeğim.Kış kasvetinde dünyamı aydınlatıyor.

odam




Çalışma odam çiçekler ve ben

15.inci Tiyatro Festivalinin ardından


Benim için çok önemli bir tiyatro festivali bitti içimi hüzün kapladı.15 tiyatro festivali Taksav'ın
Her gece bir oyun hayatıma renk geldi.İzlediğim oyunlar:Machbet ,OYUN ATÖL
YESİ
Altı haftada altı dans dersi:TİYATRO İSTANBUL
Ay Işığı tarifesi:TİYATRO Tİ
Çelik Manolyalar TİYATRO KARE
Ayrıca MÜŞFİK KENTER'den Orhan Veli
Yeni Yüzyıl Üniversitesinden Shakespeare Dersleri Gösterisi
Ve oyunculuk atölyesi çalışmaları.

ilkbahar parkında ilk kar




ilk kar yağdı

31 Ekim 2010 Pazar

sen sen sen

sen sen sen
yok olabilirsin ama
seni sevmiş olmam yok olabilir mi
ve ben de yok olabilirim ama
özlemiş olmam yok olabilir mi
özlemiş olmam yok olabilir mi

öylesine yer alıyor ki karşımda
sen sen sen
derken, özlemiş olmam yok olabilir mi ah
özlemiş olmam yok olabilir mi ah
özlemiş olmam yok olabilir mi
dün gece 30 ekim 2010 akşamı operada dinledim .
Çok güzel bir yorumdu .

29 Ekim 2010 Cuma

cumhuriyet bayramı

En büyük bayram
Değerini bilelim
sahip çıkalım
Koruyalım
Yeni nesile emaner edelim.

27 Ekim 2010 Çarşamba

bugün

geçmiş ile gelecek arasındaki bağ .Yaşadığın anların toplamı.Bir köprü.Sevmenin sevilmenin arasındaki denge.Yaptığın davranışların muhasebesi.İçtiğin kahvenin kokusu
Yalnızlığımın düş kırıklığının açtığı yeni pencere.En umutsuz anımda ayağı şekerden kesilen teyzenin bacağı.Neden mi? bu örneği verdim.Mutsuz anımda umutsuzluğa kapılmayayım diye.Yapılacak işlerin olması.Ayaklarım yorgunluktan sızlarken koşoşturmacalrım.

23 Ekim 2010 Cumartesi

yeniden başlamak

Bazı şeyler alışkanlık yapar onları yapamadan duramazsın.Gazete almak ve okumak .Kahvaltıda simit peynir.Yapılacak işlerin yapılamaması.Planlar ...Zorunlu yaptığımız işler.Dikmen vadisinde yürümek.Sonbaharı ağaçların renginde, yaprağın kokusunda hissetmek.Balkondaki kasımpatın açışını yakalamak.Hala direnen sardunyaların yaşam mücadelesini izlemek.Kahvaltıda sizin için konulan bardağın ardındaki mutluluğu yakalamak.Bloğa yazı yazmak...

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Sinopale kapsamında 3.Sinop Bienalinde Sinop!ta KAYBOLMAK ADLI TİYATRO OYUNUNDA OYNDAIM

11 Ağustos 2010 Çarşamba

Sinopale

Sinop'ta bienal üç yaşında.Sanat dolu günler başlıyor.Çok heyecanlıyım .Bir önceki bienal'de Tiyatro oyunu yazdım.Şimdi beni hangi sürpriz bekliyor.Sanat ve Sinop.Deniz ve biranın yanında anlamını yitirdi.Ayrıca midye bu işe küseccek .Midye dolma ve tavanın papucunu sanat dama atacak.Şimdi büyük bir heyecanla işe nereden başlasm diye düşündüm.
O arada bir heykeltraşla tanıştım.Doğadaki atık nesneleri kullanarak heykel yapıyor.
Dün tellerle iki minik heykel yaptum.Çok mutluyum.
Yaşasın sanat .
Yaşasın Sinop.
Yaşasın sevgili aşkım.Çünkü sinop'lu bir aşkım var.Çok merak ettiniz .Kim mi?Tabii ki Sanat...

16 Temmuz 2010 Cuma

Yağmur altında Sinop'ta tatil
Tatiller ya da gelecek için fazla hayal kurmadım.Bu yaz tatil başlangıcımda beni Sinop hayal kırıklığına uğrattı.Güneşi gördüğüm an artık denize koşmaya başladım.Güneş olmadan da denize giren Suna Abla ve Sabahat hanım var.Ama ben biraz fazla kibar mıyım ?bilemeyeceğim.Yağmurlu günlerde de ev ziyareetleri yapnaya başladım.Yanmadan denize girmek .Yanmak tehlikeli diyerek kendimi avutuyorum.Şu an dışarıda güneş var.Kaçırmadan evdeki işleri yapayım.Yüzmeye gideyim.Saat 11 00 oldu gazete gelmedi.Meğer maç günlerinin sabahı gazete geç gelirmiş.Konforo alışınca insan ,bu koşullara alışmak zor oluyor.İnsan zamanla alışıyor yeni duruma ayak uydururuyor.

16 Mayıs 2010 Pazar

Nallıhan ve önyargı

Yeni okul Müdürü Nallılhan'dan bizim okula gelecekti.Bizim okula gelmeden önce biz onu ve Nallıhan' görecektik.Mayıs ayı geldi.Baharın habercisiydi.Zihnimde.Nallıhan kurak bakir bir yer olarak nedense kalmıştı.Ama Nallıhan'a vardığımızda ne kadar yanıldığımızı anladik.Önce Kuş Cennetinden geçtik.Nallıhan coğrafi olarak Karadeniz.Marmara ve İç Anadolu bölgelerinin ortasında kalan bir alan.Köroğlu'nun uğradığı atını nalladığı yer.Sabahleyin Akdere Köy sofrasında kuşburnu,köy peynirleri sıcak süt ile güzel bir kahvaltı yaptık.Asırlık ardıç ağaçlarının bulunduğu yerde yağmur altında pişen etler ile güzel bir piknik yaptık.Yaşamda ön yargılı davranmanın ne kadar yanlış olduğunu önce görüp sonra karar vermem gerektiğini farketmekte güzel...

27 Nisan 2010 Salı

hasta olmamak

Ruh sağlığı beden sağlığı ne kadar önemli biri olmadan diğeri olmuyor.Ruhun iyiyke bedende iyi olmalı bahar geldi geçiyor yayılmalı doğaya bedeb diyor ki nereye
ikisinin dengedi ne mükemmel bir şey.Dengeler bozulunca vay halimize

26 Nisan 2010 Pazartesi

6 Nisan 2010 Salı

Yaşamın renkleri

Yaşamın renkleri
yaşamda bazı şeyler vardır insan için çok önemlidir. Bumlardan biri de çiçekler...
Bugün terası düzenledim .İki tane ağaç diktim ayrıca açmış çiçekler aldım.Ama üstüne yağmur yağdı teras keyfim kayboldu.Düşündüm de iyi ki yağmur yağdı.Teras yikandı,çiçekler yıkandı.Doğa ne kadar müthiş insana yaşama keyfi veriyor.Elime kahvemi aldım.Temiz bir havada yağmur kokusunu içime sindirerek kahvemi yudumladım.

15 Mart 2010 Pazartesi

tiyatro

2008 yıl yer Sinop.Oyun yazma atölyesine katıldım.Ne cesaret!Toplantı yazılarının dışında bir şey yazmamıştım.Kum Zambağı adlı oyunu yazdım.15 dakikalık kısa bir oyun.Bugün Okulda oyunu öğrencilerim oynadı.Sabah okula gittiğimde Başroldeki anne.-ben oynamayacağım dedi Baba ve babaanne rolündeki kişilerde gelmemiş.Başımdan aşağı kaynar sular döküldü.Yedek oyuncu Anne rolünde kast vardı onu hazırladık.Baba ve babaanne rolünü oyunu izleyen kişilere verdik .Sabahtan hazırlandılar .Saat 14.00 de oynadılar.Çok yetenekli öğrenciler.Onları izlerken çok mutlu oldum.Gözlerim yaşardı.Yıllar önce bizim mahallenin gençleri kendi aralarında oyun oynuyorlardı.Ben 40 yıl sonra okulda yaptım.Çok mutluyum.

14 Mart 2010 Pazar

pazar günü

bilgisayar,televizyon ,mutfak,ütü arasında geçen zamanda bende yaşadım mı demek isterdim.Neyapmak istersin diye sorduğumda bir de cevabını bulabilsem.Can sıkıntısı desem bilmiyorum.Havanın kasveti ruhuma vurdu desem belki.Sanki bir kapana kısılmışım gibi

10 Mart 2010 Çarşamba

her yer bahar kokuyor

Az kalsın kaçırıyordum baharı.Okuldaki zambak açtı.Güller baharı karşılamak için yarışıyor.Bizde varız diyerek.Çuha çiçeği gökkuşağının tüm renkleri ile selamlıyor.Ben de baharı karşılayayım dedim .Gül makası aldım.Okuldaki budanan gülleri topladım.Büyük saksılar aldım.İçine her mevsim yeşil kalan ağaçlar ekeceğim.
Öğrencilerim ile kum zambağı adlı tiyatro oyunun dünya prömiyesini pazartesi günü öğleden sonra yapacağız.Üzerimde bir tatlı yorgunluk var keyifli mutlu.

4 Ocak 2010 Pazartesi

imza günü

                                                                                                                    Hayat yolunda yürürken h...