"Ve Ankara" dedim. Bu kelimeler sanki içinde bir başka sevinç taşıyor. Daha önceki yıllarda döndüğümde niye ? dönüyorum. Ankara'nın nesini seviyorum? diye sorgularken ( on beş gün önce buradaydım) şimdi mutluyum.
İki yıl önce dönüş yazısında paylaştıklarım:
"Sinop'tan Ankara' ya eşimin teyzesi ile beraber sıcak güzel bir yolculuktan sonra "Merhaba Ankara" dedim. Kendimle baş başa kalınca yaşamı, kendimi, yaşadığım kenti, sorgular dururum. Eşim der ki " felsefe yapma". Neden bu kentteyim? niye bu kentte yaşıyorum? Bu kentin en çok hoşlandığım yönü ne? Neden Ankara' yı seviyorum. Buradan ayrılamıyorum. Sorular ve cevaplar.
Üniversite yılları ve eşimle tanışma yerleşme.
Eşim, torunum Ege, Deniz kızım ilk aklıma gelenler. Kızımın evlendiği eşi ve ailesi. En önemlisi arkadaşlarım. Yani sevinçte üzüntüde beraber olduğum insanlar.
Dışarıya baktığımda beton binalar, dikine kentleşme arada kalmış yeşillik. Nerede Ilgaz Dağ'ının ormanı. Yol boyu eşlik eden ağaçlar. Çankırı' dan sonra bozkır başladı. Yolculuğuma arkadaş olan yeşiller sarı sıcak son kalan ekinlerin balyası ve yol boyu sıralanan kavun karpuz tezgahları...
Denizin mavisini Ankara' nın gökyüzünde aradım. Uzaklar sisli bir eylül gününü hatırlattı. Ve ben gerçekten burada ne arıyordum?
Ege'nin kasabasından çıkıp gelen ben Ege'nin sakinliği her birinin anlamlı taş evlerini, yaşanmışlıklarını saklayan sokakları aklıma geldikçe içimi hüzün kaplar. Hüznü yenmenin en kolay yolu sevdiklerine sarılmaktır. Akşama torunların sesleri arasında ya da biraz daha gün ilerlesin telefonun ucundaki arkadaş ve dostlarımın sıcaklığında unuturum hüznümü. Biliyorum alışacağım bu kente. Biraz sonra sabah yürüyüşümde bana eşlik eden ağaçlar ve yalnızlığım, Yapılacak işler ile yaşam koşturması içinde ben bu eylül sabahında kendimin içinde kentimi aramakla meşgul olacağım."
Gidip gelmeler, hareket yeni yerler, tatil...
En güzeli galiba dönüş. sevdiğin kent, arkadaşlar,
ev , torunlar...
Bir başka kent kısa bir süre için iyi. Eğer kafa dengi anlaşabileceğin bir arkadaş varsa uzun süreli yaşamak daha da anlamlı. Yalnızsan eğer o zaman sevdiğin kent daha anlamlı. Yol boyunca araba kullanırken düşündüm durdum. Ben hareketi seviyorum. Durağanlık benim yapıma uygun değil. Sürekli hareket halinde olduğum zaman bu bana iyi geliyor. Bazı rutinler güzel. Yol boyu doğayı izlemek ayrı güzel. Hele gökyüzü sürekli bulut kümesinin farklı halleri... Farklı bir gök yüzü yol boyunca bize eşlik etti. Bulutlar sanki gökyüzünde dans ediyordu. Onları izlerken yolculuk yapmak ayrı keyif. Kara yolculuğun en zevkli yanlarından biri. Tablo seyreder gibi bulut kümelerini izledim.
Dönmek güzel içinde sevdiklerin olduğunda.
Okullar açıldı. Çocuklar uzun bir aradan sonra okullarına arkadaşlarına kavuştu. İnşallah uzun süre hasta olmadan okullarda eğitim devam eder.
Birde dönüşü olmayan dönemeyenler ve zamansız ölümler var. Her ölüm erken ölümdür. Sonsuz yolculuğa göçüp gidenler.
Ferhat Şensoy, Usta oyuncu, güçlü mizah sanatçısı, yazar. Taksav tiyatro festivalinde bir oyun iptal edilmişti. Zamanda vardı. Ferhan Şensoy'un oyununu izlemeye gittim. Müthiş, harika kelimeleri yersiz kalır. Hiciv, komedi, Gülerken düşündüren çok yönlü sanatçı.
Mikis Theodorakis; Yunan söz yazarı, besteci, aktivist, siyasetçi
İnci Çayırlı, Nusret Çetinel dublaj sanatçısı.
Eşimin amca oğlu Ertuğrul Konukman.
Işıklar içinde uyusunlar. Eserleri ile bazı insanlar ölümsüzdür. Daima kalbimizde yaşayacaklar
Dönüş bende heyecan yaratır. Yeniden başlamanın ,yollara düşmeden önce düşünmenin yeni başlangıçlarıdır.