22 Ocak 2021 Cuma

Çocukluğumun ilk misafiri için yaptığım yemekler.

Sabah kahvesi
                                                                        

     Tahminen on yaşındayım. annem hatırladığım kadarıyla grip olmuş hasta. Akşam yemeğine de misafir gelecek. Düdüklü kullanmasını bilmiyorum. Sobanın üzerinde nohut pişecek. Neden sobanın üstü. Hem tüpten tasarruf aynı zamanda çok lezzetli oluyor. Şu an evde  düdüklü kullanıyorum o lezzet yok. Hala pişmemiş gibi duruyor. Nohutundan mı düdüklüyü kullanmayı mı bilmiyorum ayrı hikaye.

      Annem yattığı yerden tarif ediyor. O zamandan mı belli bilmem görsel hafızam iyi pratikliğimi ona borçluyum. Makarnayı bir şekilde hallettim. Akşam yemeklerin tadı güzeldi. Nohut pişmemiş değildi. Annem nohut pişince muhakkak nohutlu erişteli çorba yapar. Eğer nohut kalmışsa nohutlu çiğ börek. Düşünüyorum da bir yemekten üç yemek. Beceri ayrı bir şey, yaratıcılık ayrı bir şey  lezzet ayrı bir şey.

       Oğlum İstanbul'dan ya da Almanya'dan gelince anne "Yemeklerin çok güzel, çok lezzetli ancak biraz daha şöyle yağlı yapsan" derdi. 

      Bugün bir arkadaşımla telefonda konuşuyorum. "Doğal ve sağlıklı besleniyorsunuz" dedi. Bize yemeğe geldi mi? diye düşündüm. Bir defa gelmişti. Galiba sanal alemde yaptığım paylaşımlardan da yola çıkarak bu sözleri söyledi. 

        Bugün Öğle menüsü. İthal somondan balık çorbası , mezgit ve dört çeşit salata. Çorba var onun fotoğrafını çekeyim .Yarın gün ışığında . Portakallı kedi dilli tatlı yarın onları da çekeyim. Birde ölçülere dikkat edeyim. Göz kararı yaparım genelde. Tarifleri yazayım. sanki ilk anda fikir kolay gibi geldi. Aziz'e bahsetsem Zehra "Babamın tenekeleri kitabın duruyor. Şimdi yemek kitabı mı yazıyorsun. maymun iştahlı mısın?" der. Babamın tenekeleri uykuda bir kenarda demlenmeyi bekliyor. Zamanı var.

       Evdeyim. Bol bol yemek pişiriyorum. Fotoğrafını çeksem arşiv oluştursam ve öykülerini de yazsam. Neden olmasın dedim. Bu konuyu eşime açtım. Bir arkadaşım var. yemek kitabı var ona danışalım dedi. Aradık bilgilendirildik. Pandemi olduğu için yemek kitapları basılmıyormuş. Blog açın dedi ben de düşünüyordum. Bloğumda yazılar paylaşıyorum. Bir nevi günlük. arşiv olsun. O zaman heyecanla bu sabah bilgisayarımın başına oturdum.

      Heyecanlanmak, hayal etmek güzel. Sonunu getirebiliyor musun? Hedef pandemi bitesiye kadar. Böylece kış sebzeleri ve yaz sebze ve meyveleri  ile zengin bir arşiv olur. Ama içimdeki ben diyor ki fotoğraflarda da ustalaşman lazım. Şimdi yemek fotoğrafları nasıl çekilir internette araştırma yapayım.

      Sabah kahvesi Günün en keyifli zamanlarından biridir. Sabah mahmurluğu sona ermiş kahvaltı yapılmış. Günün gazetesi alınmış. Ev toparlanmıştır. hava soğuk olduğu için sabah yürüyüşü öğleden sonrayı bulmuştur. Günün blog yazısı kahve ile demlenmektedir. Dün likörler bitmiş. Hemen kilere baktım nelerim var. Vişne birde karışık likör. Karışık meyvelerden oluşuyor Büyük kavanoz . çok hoşuma gitti. Üç ya da dört defa tel süzgeçten süzdüm. Şişeye aktardım. Dün tadına bakmadım. Bugün kahve yanında ilk yudumu aldım. Alkol derecesi güzel. En üstte galiba ayva var ilk önce ayva tadı aldım. Günün ilk heyecanı ile fotoğraf çekilip bilgisayar başında yazı yazarken içildi

     Bugün dünden yemeğim var. Günün menüsü Balık çorbası, sebzeli pilav ve bezelye yemeği ,karışık yeşil salata ve brokali salatası. Biraz yemek çok görünüyor. ben öğle yemeğini kuvvetli yapıyorum. Akşam yemeği yemiyorum. Yarın için buzluktan hindi çıkardım. kafamdaki plan Anne usulü hindi kapama Ya da beyaz eti olduğu için hindili çerkez tavuğu beşamal soslu hindi aklıma farklı fikir gelirse onu da yapabilirim. Şu an planda bunlar. o zaman ki ruh halim bakalım önüme hangi yemeği çıkaracak.

      Sizin menüde ne var bugün?



Hiç yorum yok:

Günlük hayattan minik aneknotlar

                                                                                                                                  Bugün mor ...