18 Temmuz 2020 Cumartesi

Neydi aradığım

                                                                         






      Sabah ezanında uyandım kuyruklu yıldızı ararken ayın karşısında venüsü,
      Morları ararken ortancanın sıklameni sardunyanın pembesine karışmış,
      Kalabalıklar içinde yalnızlığı, yalnızlıklar içinde zihin kalabalıklığını buldum.
      Kitapları düzenlerken çok sevdiğim okulda ilk incelediğimiz Adalet Ağaoğlu' nun Fikrimin İnce Gülü sanki yer yarıldı yoktu bulamadım. Altmışların sonunda ilk Almanya'ya gidenlerin getirdikleri radyo, taktıkları şapkada kendilerini aramalarını gördüm.
      Yüklüğe koyduğumuz siyah beyaz televizyon gibiydi hayat. Sonra o televizyon gibi önemi kalmadı. Renkli hayatlara geçtik, gerçekten renklendik mi? Farklılığımız sorun oldu. Aynı düşünceleri savunmadık diye horlandık yok sayıldık. Yeni düşünceler aradım.
       Dijital dünyaya geçtik. Her şey dijitalleşti biz yaban kaldık.
       Aramadığım kitaplar elime geçti. Eski bir dostu görmüş gibi oldum.
      Kendimi aradım nerede nasıl kaybetmiştim. Kendimi ararken çocuk kahkahalarında sevinci buldum. Yarınsız, sade, yalansız...
       Şarkılarda, danslarda, ince alaylarda  aradım Huysuz Virjin'i Seyfi Dursunoğlu olarak iş bulamazken Huysuz olarak iş bulduğunu gördüm.
        Aşkı ararken kavgayı bulduk. Sevgiyi ararken kederi,
        Nedense aradıklarımız farklı bulduklarımız farklı.
        Bulduğumla yetinmek zorunda kaldım. Tıpkı hayatın sürprizleri gibi. Sadeliğin, arkadaşlığın, dostluğa dönüşmesi gibi isteklerim farklı bulduğum farklıydı.
       Beni sardı düşünceler "Çok şey arama" dedi içimdeki ses. Aradıklarını bazen bulacaksın.
       Bazen kaybettiğini yakalayacaksın sana uzanan elde.
       Aramaktan vaz geçmek içimden gelmedi. Bulduklarımla yetinmek...pek içimi açmadı.
       Bekliyorum.

13 yorum:

  1. Nasıl güzel, mavi/mor..
    Nasıl güzel satırlar..
    Bazen de; aramadığımızda karşımıza çıkarıveriyor hayat. Şaşırıyoruz, elimiz ayağımıza karışıyor, bazen beceremiyoruz.. Hiçliyoruz. Olsun diyor hayat, affediyor, yeniden çıkarıyor önümüze, yeniden ve yeniden. Görmeyi, beklemeyi, unutmayan için hayat hep yeniliyor kendini.
    "Yetinmek" kelimesini sevmiyorum çünkü içinde kendi kendini değersizleştiren bir kelime bu. "Elimdekiyle yetinmek" mesela, elimdekinin değerini düşürüyor. Kendisi olumsuz değilken, yanındaki kelimeye olumsuz anlam katan kelimeleri sevmiyorum.. Aldatan kelimeler bunlar.

    YanıtlaSil
  2. Ceren teşekkür ederim. Bazıları yaşadıklarım.Balkonda otururken ortanca ile sardunya renkleri birbirine girmişti. Babam Almanya'dan ikinci bir tv getirmiş. Yıllarca yüklükte beklemişti.Aslında her yeni gün sürpriz.Sevgiler sevgili arkadaşım.

    YanıtlaSil
  3. Fotolar güzel ama özellikle ilk foto baya güzel, Ellerinize sağlık. :)

    YanıtlaSil
  4. sabah sabah neler de gelmiş aklına :) fikrimin ince gülü, sarı mersedes, adalat ağaoğlu çok severim yaa, ankarada kuğulu park civarında oturuyodu, çok gördüm karşılaştım onunla :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol deep şimdi elimde romantik kitabı var. Almışım okudum mu hatırlamıyorum. Yi E tekrar okuyayım. Ne şanslısın. Sevgiler.

      Sil
    2. Filmini de izlemiştim. İlyas Sal an oynamıştı.

      Sil
  5. huysuz'a nasıl üzüldüm, çok başkaydı.

    YanıtlaSil
  6. İyi yanından bakarsak, hayat bizimle şaşırtmaca oyunu oynuyor işte :)
    Ben de arada onu ters köşe yapıyor, intikam alıyorum arkadaşım.
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  7. Ne kadar güzel satırlar...🌸

    YanıtlaSil

Ne okuyoruz? Babamın Tenekeleri Zehra Konukman'ın ilk kitabı

                                                                                                                                            ...