21 Temmuz 2020 Salı

her insanın baktığı pencere farklıdır

       Düşünüyorum da baktığımız yer, bakılan yer ne kadar farklı pencerenin dışı farklı içi farklı. Birbirimizi anlamak için bakılan yerin içi nasıl? Kendini nasıl anlıyor, anlatıyor nasıl anlıyoruz? anlayabiliyor muyuz? Söylemek istediklerimizle anlatmak istediklerimiz ayrı. Çıkan kelimeler farklı. Pencerenin içinde yaşanılan dünyanın dışarıya aksi bazen iyi bazen kötü.
        Arkadaşımla sohbet ederken bambaşka dünyaların içindeki ortaklığımıza bakmak istedim.
        Yaşam doğumdan ölüme kadar bir mücadele içinde.Varlığın var oluşuna katkısı gibi.
        Dün köyde sincapla göz göze geldim. Onun penceresinden nasıl? bir dünya diye düşündüm. Uzun süre bakıştık. sonra fırladı gitti. Bir erik aldı onu yemekle meşgul.
        Bekçimiz  "Yenge  masanın üstündeki şişeyi verir misin?" dedi. Aldım verdim içinde küçük bir yılan yavrusu. Hangi ara gördü onu aldı. Dağların, buğdayların, otların arasında dolaşırken hiç aklıma gelmedi. Şimdi biraz ürker oldum. Doğanın içinde yaşıyorsak tüm canlılarla karşılaşma olasılığımız yüksek. Yılanı tekrar doğaya bıraktı. Biz doğanın içinde sadece dünya bize ait diye dolaşıp duruyoruz. Ait olmasa da onu aitmiş gibi düşünüyoruz.
         Kuşlar dün ayrı şakıdı. Bir türlü fotolarını yakalamak kısmet olmadı. Şu satırları yazarken camın dışında bir kuş şakırken  sesi arabanın motor seslerine karıştı.
         Üç gündür kuyruklu yıldız peşindeyim. Görmek nasip olmadı.
         Yer yüzünden gökyüzüne yöneldikçe bakışlarım etrafımızdaki görmek istediklerimiz ne kadar farklı.Yıldızlar gezegenler. Gördüğümüz görebileceğimiz evrende bir nokta. Gözün gördüğünü gönül de görmek istiyor. Gönlümüzden geçenler gerçek olsun istiyor. İstemek yetmiyor ulaşmak için çaba gerekiyor.
           Her insanın penceresinden farklı dünyalar var. O dünyayı anlatmaya bazen dili varmıyor. Bazen bir bakış bir duruş pencerenin içinin çok aydınlık olmadığını gösteriyor.
        Pencerenin dışı da bir karanlık ki...İçimizin aydınlığı pencerenin dışını aydınlatsın.
        Dışarıda vişne satılıyor pencereyle uğraşmaktansa vişne ile uğraşayım. Maalesef vişneciyi  de kaçırdım. Neyse pazardan da alırım.
                                                           
                                                             
                                                                   


                                                                   
                                                       
   

15 yorum:

  1. Empati, sempati. Bu kelimeler birlikte içselleştirilebilse.. Bir sincap ciddiyetinde yaşayabilmek hayatı, evet ama, aynı zamanda insan olduğumuzun bilincine de vararak ve insan oluşun varoluşsal sorumluluğunu da hissederek.
    Vişnelerden ne yapacaktınız merak ettim :) Annem reçelini yapar ama ben keşke sadece yesek ya da suyunu içsek diye düşünürüm, reçel çok şekerli gelir. Tek yiyebildiğim beyaz peynirle ekmek üstünde. Beyaz peyniri gören güler ama ben seviyorum; tatlı-ekşi :)

    YanıtlaSil
  2. Vişneci tekrar geçti. Aldım.Vişne suyu,vişne reçeli,buzluğa vişne atma kekin içinde mükemmel duruyor. bol koyarsanız pembe yada vişne rengi ağzında bıraktığı tat süper renk muhteşem.ilk defa deniyorum likör yaptım.Vişneleri ayıkladım.Yıkadım.Bir kilo vişneye yarım kilodan biraz az şeker ekledim. Dört gün durdu.Genelde kanyak ekliyorlarmış. Ben bir şişe votkanın yarısını koydum. Birde tarçın çubuğu ile karanfil. ben sade seviyorum. Üç ay karanlık yerde saklayıp açacağım. Şimdikileri vişne suyu ve buzluk için aldım. Aynı yöntemle erik yaptım. Tüm meyvelerin likörü yapılabilir.Çocukların vişneli keki sever. Torunum Ege anne anne keki hazır aldın değil mi diye sorup ikna olmadı.Sevgiler.

    YanıtlaSil
  3. Ne tesadüf! Blog kardeşliği olmuş, ben de vişne likörü yaptım. :))
    Üstelik kuyruklu yıldızı da henüz göremedim. Gerçi İstanbul'un ışıkları gökyüzünü görünmez kılıyor, o da ayrı konu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayfanızda okudum. Vişne zamanı sizinde elinize sağlık. Blog kardeşliği arkadaşlığı. Sevgiler

      Sil
  4. Hayatı bu kadar farkındalıkla yaşamak bir ayrıcalık arkadaşım.
    Ne şekersin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler sevgili arkadaşım iyi ki varsınız.

      Sil
  5. vişne hiç yiyemiyom erik deee yani ekşi şeyleri yiyemiyom, acı ve tuzlu da yok bendeee, sadece tatlı yiyiom hihi :) ya kuyruklu yıldız 22 sine dek olcak görmek istedim de bi uyanabilsem göcem deee hihihi :)

    YanıtlaSil
  6. Deep ekşi tatlı severim. Vişne reçelini yoğurtla yada peynirle. Erğide daldan toplarken seviyorum. Sevgiler Deep.

    YanıtlaSil
  7. Ne hoş bir blog ne güzel paylaşımlarınız varmış. Artık bende takipteyim sizi , sevgiler ...
    ortacagleydisi@blogspot.com.tr

    YanıtlaSil
  8. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  9. Ay kusura bakma Ortaçağ Leydisi sevgiler.

    YanıtlaSil
  10. Ay vişneli kek sevilmez mi! Ben de yapıyorum ara sıra ama konserve vişne ile ya da dondurulmuş vişne ile ama tat aynı olmuyor tabii. Likör içemiyoruz ama eminim o da güzel olmuştur elinize sağlık!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Ceren bir sonraki blog yazım senden çağrıştırdı. Vişne ile ne yapılır? yazıyı hazırladım. Görselleri kaldı. Sevgiler. Olsun konserve olsa reelde yapıyorlar.

      Sil

Ne okuyoruz? Babamın Tenekeleri Zehra Konukman'ın ilk kitabı

                                                                                                                                            ...