5 Temmuz 2021 Pazartesi

Can kırıkları

                                                        


Ay çekirdeği hasadım. Baktım büyümüşler çekirdek vermeyecekler bende kestim vazoya koydum. Çok mutlu oldum. Martta ekildi. Temmuzda toplandı. Emek ve zaman gerekiyor.Birde sabır.
                                       Sinop sabah yürüyüşü
                                           

                                    

                                                     


         Günün ya da ayın önemi yok, cinsiyetinin de. Kadın ya da erkek fark etmez. Her insanın başına gelebilir. Günün yorgunluğu içinde o kadar çok  koşturmuştu ki... Kafasında son iki yer vardır. Onları hallederse bugüne nokta koyacaktı. Elinde iki torba. Kırtasiye dükkanına girdi. İstediğini söyledi. Aldı çıktı.  elindeki torba birden yere düştü. Cam sesi saçılan yiyecekler. Birden "Ne yapıyorum ben?" dedi. Cam kırıkları. Yiyeceği mi üzülsün kırılan kavanoza mı? mı kaybettiği yıllara mı? "Dur" dedi içindeki ses. Bak olanlara pes et artık. Öğrendikleri ile yaptıkları çelişki halindeydi. Yüreğinin acısı bir yandan eline batan camlar bir yandan. Durdu ve düşünmeye başladı. Koşturmacaların biri bitmeden diğeri başlıyordu.  Bunca koşturmaca neden? Her insanın nedeni farklı.

        Kendi mi değiştirebilirim yoksa hayatı mı? Kızıyla sohbetinde  bu soruyu sordu. Peki "Hangisi?" dedi kızı. Değişim o kadar zor ki? "Peki bu hayatı birilerine ödünç versem ve ben dışarıdan bu hayata baksam ne derdim? Aktarda alışveriş yaparken anlattı beş dakikalık zamanlar içinde yaşadıklarını. Aktar "Buradan bakalım, sağlıklısın koşturuyorsun. Dinlenince geçer."

         Arkadaşıyla sohbet ederken sakura zamanı başladı dedi. Evet ben görmeden geçecek . 

        Aklına sakuralar geldi. Kiraz ağaçlarına aşılanan çiçekler. Albenisi fazladır. Çok güzeldir güzel olan her şey bir şekilde geçip gider. Hem içinde hayat gizlidir hem ölüm.

        Sorular ve cevaplar eve gidince tek tek temizledi camları kalan yiyeceği ne kadarını kurtardıysa kardı. Peki "Benim hayatım" dedi. "Tıpkı o kavanoz gibi param parça. Haydi birleştir." dedi. Mümkün mü? Belki.

           Canım yanıyor,

           Canım acıyor, gitmek kolay mı, gelmek kolay mı? Canım yanıyor, can paramparça. Eğer bu can ise toparlamak o kadar zor ki. Ertelenmiş yarınlara hasret bitsin artık. Canım acıyor, içim acıyor. Haydi tamirci ol. Kırıkları topla, yapıştır. Eskisi gibi oluyor mu?Duygusuz, hissiz yaşayan ölüden farksız. Uyan artık .Yapıştırdığın yerleri altınla da da sıvasan eğer bu can ise sırıtıyor. Ah o umut neden olmasın diyen umut neredesin? Gir kalbime onar. Kanamayı durdur.

      Can usul usul kanıyor. Haydi başla bakalım yeniden yeniden başladın ne oldu. Hala şansım var. Yeni bir gün umut...

         Daha önce yazdığım bir yazı yayınlamamıştım. Yazıyı okuyunca yayınlayayım mı diye düşünmeye başladım. Belki üst kısmını keserim. 

          Bu sabah beşte uyandım. Yatakta oyalanmaca. "Kalk bakalım , uyandıysan uykunu almışsındır. Saat yedi olsun yürüyüşe çıkayım." dedim zihnim sürekli meşgul. Denizin, deniz kenarında yürüyüş yapmanın zevkini çıkarayım. Oradan karga bet sesi ile konuşmaya başladın. "Oluruna bırak" Kargayı mı dinlemeliyim, zihnimdeki düşünceleri mi? karar veremedim. Bir köpek yavru martıyı yemek için hamle yapıyor. Neyse bir kadın kovaladı köpeği. Zihnimdeki olumsuz düşünceler seni yemesin. Sen neşeli, yaşama olumlu bakan, mutlu bir insandın ne oldu sana? Diyen iç sesim. Hemen toparlandım. Tüm bunların önce hikayesini anlatayım sonra neden böyle olduğumu ve aldığım kararları.

          Yağmurlu bir gün öyle ya da böyle değil. Bardaktan boşanırcasına yağıyor. Alt balkon camekanlı üç bölümü açık. Sular içeri girmeğe başladı. Sandalyelerin ıslanması sorun teşkil etmiyor. Kumaşı vinleks. Ama nedense alışkanlık. İlla kapatılacak. Üst kısmı öne gelmiş düzeltmem gerek. Elimde oklava olmadı yapamadım. "O zaman sandalyeye çıkayım." dedim. İnerken sandalye kay ve ben sırtımı çiçeklerimi koyduğum sunta var. Onu kırdım ve yere düştüm. Eşim gürültüye koştu. Bomba patladı zannetmiş. Beni kaldıracağına   Bana söylenmekle meşgul. "Niye dikkat etmedin. Bana söyleseydin ben kalkardım yardım ederdim. Sandalye ya da merdiveni tutardım." Neyse beni kaldırdı. Sırtımda çizikler krem sürdü. Tabii ben kendime söylendim. "Kızım evladım kendini genç mi zannediyorsun? İyi ki kilon var. Kaburga, el ya da kafa birini kırabilirdin. Ucuz kurtardım. Bu saatten sonra kırık, çıkık ile mi uğraşacaktın. Yavaşla ve sakin ol. Bu yaşı bu hayatı bir daha bulamayacaksın. Peki bu telkin işe yarıyor mu? Çok az. Bazı huyları değiştiriyorsun. Bazıları aynı kalıyor zorunlu işler var yapılması gereken torun bakımı. Hayır diyemiyorsun. İnşallah eylülde  okullar açılır. Yeni kararlar almalıyım. Nereden başlasam ki! 

           Aldığım kararlar;

          *Her işi üstlenme, basit yaşa, Bugün Sinop'ta sabah yürüyüşünden sonra fırından iki simit, bakkaldan peynir ve bal aldım. Deniz gören bir çay bahçesine oturdum. Taze sıcacık çıtır çıtır simit, aklımdan düşünceler gitmiş. Keyif yapmanın kendi olmanın zamanı gelmiş geçiyor. Basit sade yaşamanın, anın değerini bilmenin kendin olmayı özlemenin ne güzel olduğunu unutmamışım." Kendimi kutladım aferin." dedim.

            *Her işe koşturma.

            *Hayat geldi geçiyor, şurada sağlıkla geçireceğim gün sınırlı onun için kendime iyi bakmam lazım.

           *Yavaşla, sakin ol. Konuşurken bile hızlı konuşuyorum. Yemek yerken zevkini çıkar az ye. Yemek için yaşama.

          *Fazla eşyalardan kurtul,

           *Her şeyi vijdan yapma. Ay o kadar sert olma Zehra. Kısaca  yufka yürekli olma, sertte olma. Hayat dengedir. Dengeyi yitirirsen kendini mutsuz edersin.

          *İnsanları değerlendirirken olumsuz değil olumlu yönlerini yücelt.

         *Yapmak istediklerini erteleme,

          *Plan programa yapmadan hayatın getirdiği sürprizleri yaşa. Uzun zamandır öyle yapıyorum.

          *Hedefin olsun. Evet var kendime altı ay süre verdim. Ondan önce hazır olabilir ya da daha sonrada.

          *Yeni yerler gör, doğada yürüyüş yap.  Yürüyüşümü yapıyorum. Ormanın içinde, kalabalıktan uzakta, sabah erken saatte. maskesiz yapacağım mekanları belirleyip daha çok yürüme.

         * Karadeniz kirlenmeden kendimi sulara atıp enerjimi boşaltmak.

         *Sinop'un doğal yöresel ürünlerinin tadına bakmak.

          *Vişnenin dayanılmaz cazibesini değerlendirip  likör, kek vb 

yapmak.

            Aklıma ilk gelenler. Peki uygulayabilecek miyim. Büyük çoğunluğunu yapıyorum. Yapamadıklarım üzerinde düşünüp neden yapmadığımı sorguluyorum. 

           Zaman zaman başıma bir olay geldiğinde, bazen bir kelime bazen çevremdeki insanların bencilce davranışları hayatı, kendimi, insanı sorgularım. Sonrada başkalarını değiştiremediğime göre değişime  kendimden başlarım.

           Bugün yeni bir gün yeni bir başlangıç.

          

11 yorum:

  1. Uzun bir yazı olmuş. Ay çiçeklerin çok güzel. Benimkiler gonca. Açmak üzereler. Sinop'un tadını çıkar. Keşke ben de orada olabilseydim. Bu arada geçmiş olsun. Ucuz atlatmışsın. Aman dikkat et. Öpüyorum seni.

    YanıtlaSil
  2. Evet yaz günleri senle anlamlı dün gece Dilek ile Yalı'da iki saat oturduk. Sevgiler Mihriban.

    YanıtlaSil
  3. ay çiçeklerine ve genel de tüm fotoğraflara bayıldım :)
    yazının temasına uyguun olsun diye şuraya bir de şarkı bırakayım: https://www.youtube.com/watch?v=R_wqOrPpui0

    YanıtlaSil
  4. <3 işte benim kafa da tam öyle.. koştur koştur, her işim öyle, her şeye yetişmem lazım, niye, madalya mı veriliyor? hem de sen insanlara koştururken o iş sana yapışıyor, görevin haline geliyor.. hatta bir defa da yapmayayım dersen bozuluyorlar!
    Çok geçmiş olsun, aman o sandalye üstleri çok tehlikeli, verilmiş sadakanız varmış!
    Sinop'u zaten severdim, bu bloğu okudukça çoook sevmeye başladım..
    maddelerin hepsi birbirinden güzel, hepimize lazım!

    YanıtlaSil
  5. Ay çiçeklerini oldum olası çok severim, bu fotoğraftakilere ayrıca bayıldım! :)

    Listeye uyma ve her bir satıra "oldu bu" niyetiyle tik atma mutluluğu dilerim. :)

    YanıtlaSil
  6. ayolcum, böyle güzel yerlerde deniz sahil oh yüzmek balık filan sadece yaşıycan, hiç düşünmücen :)

    YanıtlaSil
  7. deep tabii bugün yeni sezonu açtım. Sinop 'ta Akliman'da kulaç attım. Günelşin enerjisini içime çektim.Sevgiler.

    YanıtlaSil
  8. Selam Ceren koşturmak güzel . Sevdiğim atasözü " Yavaş yavaş acele et." Biraz arada yavaşlamak iyi oluyor. sevgiler.

    YanıtlaSil
  9. Şule teşekkürler hemen dinleyeyim. Sevgiler.

    YanıtlaSil

Bahar mı geldi? Hani nerede?

                                                                                                   21 mart nevruz bolluk bereket, gün eşitli...