-Buraların yabancısın herhalde kızım?
-Yok ben buralıyım.
-Zeytinlerin fotoğrafını çekiyorsun da.
'Bir yerde yabancı olmak. Hele bu doğduğun kente olursa .' diye düşündüm. Gerçekten yabancı olmak mümkün mü? Çocukluğum, anılarım gözümün önünden geçiyor. Dışarıdan gelince daha iyi geziyorum kenti, tek başına amaçsız. Yeni sokaklar keşfediyorum. Doğanın uyanışını gözlemliyorum. Çocukların fotoğrafını çekiyorum.
-Teşekkürler yenge diyor çocuklar. Ayakları çıplak, ismi Hülya.
- Üşümüyor musun ?
- Yok diyor güzel kız.
Ben sıkıca sarılıyorum paltoma. Ayakları çıplak kız, birinin kucağında kardeşi. Odunların üzerinde oturmuşlar. Sıcağı arkalarına almışlar. Tek eğlenceleri bu.
Kentin sokaklarını dolaşıyorum. Bu kent benim sığınağım. Sakinliğim. suskunluğum. Hemen arkadaşlar aranıyor. Öğretmen evinde buluşmalar. Özlemler gideriliyor. Çocukluk arkadaşı, üniversite arkadaşı, komşu derken ; sırayı akrabalar alıyor. Teyzemde annemin izini arıyorum. Balköpüğü gözlerde buluyorum annemi. Amcamda babamın izini arıyorum. Hem benziyor hem de benzemiyor. Çok yaşlanmış diyorum. Babamın neşesi olmalı bir yerlerde. Kardeşlerimle görüşüyorum. Ne zaman yıprattı bu yıllar bizi diyorum. Yüzümdeki çizgiler geçmiş yıllardan anı olarak kalıyor bana. Teşekkürler diyorum gelinimize. Kentten gitme vakti yaklaştıkça içimi hüzün kaplıyor. Daha görmek istediğim kişiler var diyorum. Ya da gezilecek sokaklar. Bir sonraki gelişime saklıyorum kendimi. Hoşçakal Akhisar .
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Günlük hayattan minik aneknotlar
Bugün mor ...
Ne güzel. Çocukluğuna gençliğine uzanmak.Anne ve babayı anmak ve hissetmek...
YanıtlaSilTeşekkürler Mihriban
YanıtlaSilÇok hüzünlü.Doğduğumuz yerin kıymetini yıllar sonra daha çok anlıyoruz.
YanıtlaSilİnsan nasıl da birbirinie yabancılaşıyor; değil mi? Hiç bir şey olmamış gibi.
YanıtlaSil