15 Kasım 2021 Pazartesi

Malum, hayat geriye doğru okunur, ileriye doğru yaşanır. Dr Gülcan Özer

                                                          

                                         Dikmen Vadi'si
                                         Kızılcahamam

                                            Sinop

                                                    


                 Okuyorum  Herkes Kendi Hayatının Kahramanı' ndan bir bölüm

                                                Sinop
                                       Sinop Hamsiloz Koyu

                                    Kasımda hayat bir başka

        Sonbaharın son ayı kasım başlayalı on altı gün olmuş. Havanın güzel oluşu kış gelmeden pastırma sıcaklarını kaçırmamak derken kendimi parklara attım, yürüyüşlerime devam ettim. Her yer sanki ressamın fırçasından çıkmış gibiydi. Seyrine doyum olmuyor. Bol bol fotoğrafını çektim. Bu arada Sinop'ta bulunan eşimi almaya gittim. Giderken doğa son renklerini sergilememişti. Dönüş harikaydı. Güneşin rengi yapraklara yansımıştı.

       Ankara kitap fuarı açıldı ve bitti. Yeni kitaplar alındı okunmak için sıraya girdiler. İnstagramdan takip ettiğim Dr Gülcan Özer'in "Herkes kendi Hayatının Kahramanı kitabını aldım." Aşkta evlilikte, ilişkilerde valizimizde getirdiklerimiz...

      Evliliğin gönüllü bir organizasyon olduğu. İnsan neden evlenir ki soruları ışığında sorguluyor.

       "Kızlarım lafım size koca terbiye edilmez terbiyelisi alınır."

Sami Zan sözü

      Bu kitabı aldığım gün hemen okudum. Şimdi tekrar baştan altlarını çizerek sindirerek okumaya başladım. Kitap, aşk, evlilik , boşanma , orta yaşın ve yaşlılığın özelliklerini anlatıyor.

        Mutlu evliliğin sırrı var mı? "Evliliğin yaygın durumlarından biri, bitemiyecek kadar iyi,  devam edemeyecek kadar kötü olma halidir."

         Seviyorum:

        Sokullu Lisesi benim için özeldir Yedi yıl çalıştım. Oradan hala görüştüğüm arkadaşlarım dostluğu devam eden özel insanlar var. Yirmi yıl devam ettirdiğimiz gün grubu. Her biri özel dostlarım. Arkadaşlarla uzun zamandan sonra buluştuk. Giyinmeyi, sohbet etmeyi, nasıl özlemişiz. Havalar soğuyor günü evde yapmayalım diye düşündük. Geçen yıl günümüzü parkta yapmıştık. Bahçeli bir kafe veya güzel bir restorant  yemek neden olmasın planlanması  yapıldı. Yaş gruplarımız birbirimize yakın muhabbet konularımız sağlık ev işi, çocuklar, torunlar, hayvanlar derken akşamı bulmuşuz. Birde diziler. Dizilerdeki reklamların açık seçik bir şekilde öne çıkması .Oyuncuların rolü haline gelmesi. İşin ahlakı yönünü irdeledik. Ahlak kaldı mı? Kapitalizmde her şey mübah mantığı geçerli mi? "Bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler." Gerçekten ahlak nedir? Bize artık lazım değil mi. Etik değerlerimize ne oldu? Ne iyi ne kötü? Benim için iyi olan bir başkasına kötü gelebilir. Ama ahlaklı olmanın erdemi olması gerekmez mi? 

        Kızım dedim kendime dizilere gelesiye kadar bu hayatta ne çok sorguladığımız  ama gerçekten bu da olur mu dediğimiz neler olmuyor. Acaba bilgisayarın tuşuna basar gibi  hayatın tuşuna da basıp güncelleme yapabilir miyiz? Zor ama neden olmasın.  

        


8 yorum:

  1. Seni böyle dışarılarda görmek öyle güzel ki.. İçim açılıyor..
    Evlilik çok tuhaf bir kurum. Belki bir alışkanlık. Bilmiyorum.. Fazla da düşünmüyorum artık. Kendi mutluluğumun herşeyi döndüren çark olduğunu farkettim. Bu iyi mi bilmem ama baya kökten değiştirdi beni..

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Ceren güzel tatlı sözlerin için teşekkür inanır mısın bir gün evde oturdum. Mümkün değil. Hayat dışarda benim dışarda olmam lazım. Sürekli hareket halinde birde üretmem lazım. Sürekli yazıyorum. Defter, bilgisayar aklıma ne geliyorsa çala kalem. Onları toplamam lazım. Yazdıkça ve gezdikçe parkta olsa fark etmez mutlu oluyorum.Zaten kitapta çözümü sana bırakıyor. Çocuklar küçükken bazen derdim onlara bugün bana dokunmayın pek iyi değilim. Her şey insanın kendisi ile başlıyor Sen iyisen kendine zaman ayırmış mutlu isen çevreye yayılıyor. Sevgiler şirin tatlı arkadaşım.

    YanıtlaSil
  3. resimler muhteşem, kitap ilgimi çekti notumu aldım. Evli olmadığım için bu konuda fikir belertemiyorum. Ama dizilerdeki ahlak olayları sıfır diyebilirim. Yeşilçam dizisine başlamışken bıraktım. Senarist küfür çöplüğünde yetişmiş ve bu konuyu bizlerede dayatıyor resmen, yönetmeni seviyordum Çağan Irmak ama artık bunu düşünemiyorum bile hadi senarist yazdı, oyuncular nasıl oynar yönetmen hiç mi itiraz etmez.......

    YanıtlaSil
  4. Selam yüreğimin iklimi. O diziyi izlemedim. Ama diğer yandan oyuncu evet tepki vermeli. Dizileri çocuklar aileler kadın ve erkekler izliyor. Bir yerde eğitim. Toplumun eğitimi. Çocuklara salak demeyin diyoruz. Çizgi filmlerde kullanılan kelimeler... Sürekli adam öldürme. Her yerimiz dökülüyor. Ben nereye kadar engelleyebilirim. (torunları uyarıyoruz) Birini kapat diğerinde yeni bir konu olumsuzluk. Değerli yorumun için teşekkür ederim. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  5. Siz gezdikçe benim içim açılıyor, hep gezin inşallah, keyif ve afiyetle<3
    Sayenizde Sami Zan hocadan haberdar oldum, teşekkür ederim ve alıntıladığınız cümlesi gerçekten çok hoşuma gitti. Teşekkür ederim ;)

    YanıtlaSil
  6. Fotoğraflar harika. Özellikle 3. fotoya bayıldım. Dışarıda hayat var. Müthiş bir döngünün izleri var. Ankara'dan Sinop'a kadar araç kullanmanıza maşallah. Sami Zan'a da maşallah:) O ne güzel söz öyle. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  7. Ecehan selam gezmekle ilgili olan güzel dileklerin için teşekkür ederim.Hasta olmadan sağlıkla Ben de Gülcan Özer'in kitabını okuyunca öğrendim. Hakkında sizin yazınızdan sonra araştırma yaptım.Sevgiler.

    YanıtlaSil
  8. Selam Zeugma değerli yorumun için teşekkür ederim. Eşimin ehliyeti yok .Arabayı ben kullanıyorum. Sinop'a giderken tek başıma değildim. Bazen yalnızda gittiğim oluyor.Şimdi araştırma yaptım "Hayatta nasihatçı olarak ölüm yeter". Güzel sözleri var. Sevgilyle kalın.

    YanıtlaSil

Ne okuyoruz? Babamın Tenekeleri Zehra Konukman'ın ilk kitabı

                                                                                                                                            ...