Alexanderplatz meydanı televiyon Kulesi
Japonların gönderdikleri ağaçlar
Berlin gezisinde ilk gün kahvaltıdan sonra şehir merkezi Alexaanderplatz meydanında sabah yürüyüşünü yaptık. Ardından Hilla ile buluşma .Özlem giderme . Yürüyerek Berlin utanç duvarına varma. Bazı yerlerde on beş dakika demeklerine rağmen yarım saatten fazla sürdü.
Duvar ve kapı. Duvar bir sondur engellemedir. Kapının bir bölümünü görünce heyecanlandık. Daha önce filmlerde izlediğim kapı bu kapıydı. İçimin acısı geçmek bilmedi.Yaşanılan ayrılıklar,kavuşamayan insanlar, gözyaşı ve kanla kirlenmiş bir duvar.
Duvarda yaşanılan olayları anlatan çeşitli resimler vardı.Sanat galerisine çevrilmiş.105 resim ve 1.3 km uzunluğunda Berlin özgürlük anıtı da denir.13 Ağustos 1961’den 9 Kasım 1989’a kadar Berlin Duvarı kenti Doğu ve Batı Berlin olarak ikiye böldü. 46 kilometre uzunluğundaki duvar, kentin batı kısmını ablukaya almak amacıyla inşa edilmiş. Ancak 1989 yılında Doğu Alman bir yetkilinin televizyonda yaptığı bir açıklama sonrasında tamamına yakını Berlin halkı tarafından yıkılmış.
Birbirine paralel dizilmiş iki sıra taş ile varlığını hissettiren “Utanç Duvarı“ndan geriye kalan en önemli bölümü East Side Gallery oluşturuyor.
Checpoint Charli. Doğu Berlin ile batı Berlin arasındaki geçiş noktası.Amerikan ve Sovyet askerlerinin nöbet tuttukları nokta.
Checkpoint Charlie, Amerikan Ordusu tarafından 1961-1990 yılları arasında geçişleri kontrol altında tutmak için kullanılmış.
Kapı, NATO kontrolündeki 3. geçiş noktası olmasından dolayı bu isimle anılıyor. Faaliyette olduğu dönem içerisinde birçok diplomat, gazeteci ve diğer yabancı ziyaretçiler bu kontrol noktasından Doğu Almanya’ya geçiş yapmış.Amerikan ve Rus kuvvetleri arasında gerilimli anların yaşanmasına da neden olan kapı, büyük oranda orijanliğini koruyor.
Ezginin Günlüğünden
her sokak başındaydınız
her yolun sonunda kimsesiz
evlerin içindeydiniz
kim bilir bir ömür, kim bilir
aşk nedir bilirdiniz siz
belki her gece severdiniz
bir düşüm var benim, ah
söylesem güler geçerdiniz
öyle çok sustunuz ki, sayamadım ben
öyle çok öldüler ki, sayamadım ben
üzgünüm, bu düş sizindi
üzgünüm, ben hiç ölmedim
ah, kim inanır size
sevdiniz yalan, bildiniz yalan
ah, nereye gitseniz
gittiniz yalan, döndünüz yalan
düş değil, hayal değil bu
bir duvar, durur bakarsınız
bedava bir merdiven
koysalar iner çıkarsınız
her sokak başındaydınız
her yolun sonunda kimsesiz
evlerin içindeydiniz
kim bilir bir ömür, kim bilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder