Bugün nedense otuzbeş yaş şiiri bir daha usuma düştü. Şiiri bir daha bir daha okudum anlamını düşündüm. Zamanın nasıl hızlı geçtiğini ne çok anı biriktirdiğimi gördüm .Annemin bana anlattığı doğum hikayem bir daha aklıma geldi. Tam bundan yıllar önce soğuk bir kış günü annem bana hamile.Hamileliğinde son günleri .Anneme ziyarete anneleri, kız kardeşleri geliyor. Oturuyor çaylarını içiyorlar .Kalkıyorlar. Annemin sancıları başlıyor. Belkide annesinin yanında utandığından söyleyemiyor. Komşu teyzeyi çağırıyor. Komşu teyzenin çocuğu olmadığı için biz ona babaanne derdik. Bizimde babaannemiz yok. Annem ebesiz doğum yapıyor. Hemde evde. Galiba ben bu yüzden aceleciyim ve kendi işimi kendim yaparım. Ne yapayım neredeyse kendi göbek bağımı ben kesecekmişim. Annem tekrar kardeşlerine ve annesine haber yolluyor. Bizimkilerde yani teyzemler çok kibar mendil unuttuk almaya geldik diyor. Otuzbeş yaş şiirinide benim kendime armağanım olsun. Bir arkadaş yaş günümü kutlarken dünya yaşı demiş. Ben de fizyolojik yaşım diyorum. Beden yaşlanıyor ruh yaşlanmıyor. Beden yaşlandın diyor ruh oturma kalk yapılacak çok şey var diyor. Ben de bu gel gitler içinde yaşamaya çalışıyorum.
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
Cahit Sıtkı Tarancı
Yıllar önce bir arkadaşım 35 yaşına girdim demişti,aaaa bir büyük gelmişti ki gözüme,sonra ben o yaşa gelince aaa dedim hiç de öyle değilmiş,ve nasıl da genç düşünüyordum kendimi,ve gerçekten ruh yaşlanmıyor..bu da çok güzel değil mi zaten...Mutlu nice güzel yaşlar diliyorum:)))
YanıtlaSilO günlerde ebesiz bir doğumla dünyaya gelmiş olmak ne kadar cesur olduğunuzun bir kanıtı.
YanıtlaSil35 yaş şiiri nasıl da güzeldir. Ama artık yolun yarısı değişti, yollar daha uzadı.
Güzel, parıldayan, aydınlık yollar uzansın önünüzde.Sağlıklı, mutlu yıllar nice uzun yıllara uzansın.Yeni yaşınız kutlu olsun.
35 e az kaldı benim de. Her yas güzel ama bazıları insana dönem atlıyor sanki. Annelerimiz hep mi benzer şartlarda dogum yapmiş. Ne şanslıyız demek biz. Nice güzel seneleriniz olsun ins
YanıtlaSilBana bu güzel şiiri okutdurdunuz bu yazı sayesinde teşekkürler :)
YanıtlaSilNice 35 yaşlara☺☺☺
YanıtlaSilNice 35 yaşlara☺☺☺
YanıtlaSilNice umut dolu, sağlıklı yıllara.
YanıtlaSilTeşekkürler Yazdan Kalan,Mihriban nice 35 lere,Yağmur Tozu arada bir şiirlere bakmak gerek. Sevgili Öğretmenim Makbule teşekkür ederim.Deniz beni yaşım otuz beşi katlıyor. sadece şiir çok güzel ve anlamlı geldi.Tabii ki iki katıda değil. Beden yaşım farklı ama ruhsal yaşım 23.Teşkkürler DİKTİM DİKTİM GİYDİM.
YanıtlaSilMerhaba blog keşif etkinliğinden geldim blogunuzu takibe alıyorum bana da beklerim sevgiler ^^
YanıtlaSiltekboynuzlupanda.blogspot.com
Su insanı boğar, ateş yakarmış...
YanıtlaSilBoğarmış hakikaten ne deli sulara daldık korkusuzca, geçti o cesur günlerimiz...35 e 4 kala....
Blog keşif etkinliğinden geliyorum. Blogunuzu takibe aldım :) Bende beklerim sevgiler :) http://betulunsirlari.blogspot.com.tr/
YanıtlaSilSağlıklı nice güzel yaşlar sevdiklerinizle beraber,sevgiler.
YanıtlaSilTeşekkürler doğum günü tebrkleri için Asis,Anne güncesi,
YanıtlaSilay valla film gibi doğmuşsun. hep huzurlu neşeli olasın :)
YanıtlaSilteşekkürler Deep.
YanıtlaSilNasıl hissediyorsanız o yaştasınız demektir :)
YanıtlaSilBen de ebe annenin yardımıyla dünyaya gelmişim!. aramda 10 yaş olan bir erkek kardeşim olsa da, hep tek başımaydım!kendimi bildim bileli, kendi göbeğimi de hep kendim kestim :) ama bak bunu hiç düşünmemiştim..Gerçekten evde dünyaya gelmiş olduğumuz için olmasın bu )) Hoş bir hikaye...
Sağlıklı ve mutlu nice güzel yıllar dilerim..Sevgilerimle..
Teşekkür ederim Esin. Sevgiyle kalın.
YanıtlaSilBen de evde doğmuşum :)
YanıtlaSilNice harika senelere.. Ah şimdi otuz beşe dönsem yeniden :)
Selam Handan Önemli olan yaş değil hissettiklerimiz.
YanıtlaSil