Ben dönmezem yolumdan Şef;Mehmet Erenler.
Yol alana,yolunu bulana,yoldan çıkıp yola gelene.gönül yoldaşını arıyor,konulu ODTÜ Türk Halk Müziği Topluluğu Mezunları Halk Müziği ve Halk oyunları gösterisini izledim.Konu yol olunca benim aklıma hep yolda olmak gelir.Hep bir yerlerde olmak.Farklı mekanlar,farklı zamanlar.Nedense sabit yerimde durur oldum.Cumartesi akşamı konserdeydim.Bir arkadaşım korodaydı,onu izlemeye gittim..Konu yol olunca türküler de yol ile ilgiliydi.GİNE GAM YÜKÜ KERVANI GELDİ.İle başlandı.İŞTE GİDİYORUM ÇEŞM_İ SİYAHIM ile devam etti.Bir kaç parça ismi sayayım:YİNE DERTLİ DERTLİ GİDİYORSUN,KARA TREN GELMEZ OLA ,UZUN İNCE BİR YOLDAYIM.Son TÜRKÜ:DÖNEN DÖNSÜN BEN DÖNMEZEM YOLUMDAN Pir Sultan Abdal'dan son bölümdü.Yollardan söz edildi;kara,tren,hava ve deniz yolları.Hep türküler hüzün doluydu.Hüzünlendik,içimizi gam yükü sardı.Halk oyunları ile şenlendik.resimler çok güzel değil.Ancak bir kaç tane olsun göstereyim.Fotoğrafların üstüne tıklarsanız daha güzel oluyor.Yolda olanlara yola selam diyerek yazımı bitireyim.
28 Mayıs 2013 Salı
19 Mayıs 2013 Pazar
17 Mayıs 2013 Cuma
Sait Faik Abasıyanık ödülü
Bu yıl ki ödülü genç yazarlardan Sine Ergün aldı.Oğlumun arkadaşı.Oğlumun kitaplığında bu kitabı bulmuştum .Yılbaşında gittiğimizde okumak için aldım.Gazetelere baktığımda Sine'nin ödül aldığını duyunca sevindim.Hemen tebrik ettim.Öyküler günümüz insanını anlatıyor.
Vazomdaki gül.Hele bir de kokusu var ki.Harika.
Son günlerde okuduğum kitap.
14 Mayıs 2013 Salı
Fotoğraf kursu Beypazarı'nda devam ediyor.
Çankaya Belediye'sinin fotoğraf kursuna yazıldım.Cumartesi için Beypazarı'ında çekimler yapmak için gezi düzenlendi.Son anda geziye katılmaya karar verdim.Sabahleyin erkenden uyandım.Hava yağmurlu.Gidip gitmem konusunda karar veremedim.Hemen aklıma yabancıları getirdim.Turistler her koşulda geziye katılıyor diyerek kendime telkinde bulundum. Kurstan arkadaşlarda aynı kararı vermişler ki.yağmurlu ,soğuk bir havada yolculuk başladı.Arabadaki kurs arkadaşlarının neşesi,sıcacık kaloriferin ayaklarımı ısıtması ve yeşil bir manzara keyfimizi yerine getirdi.
Hıdırlık tepesinden ilk çekimleri yaptık.
Dağlarıma bahar gelmiş memleketimin,şarkısı dilimizde gelinciklerin renkli görüntüsü ile de gözlerimiz bayram etti.Arabada gezi ve yemek konusunda belli bir planlama olmadı. Biraz program kişisel tercihlerle belirlendi. Beypazarı'nda çarşı tenhaydı.Herkes yemek için belli alan seçti.Tercihler genelde Taş mektep'ten oldu.Biz Ispanaklı gözlemeyi tercih ettik.Serbest zamanda Beypazarı'na gidip te gümüş almadan olmaz diyerek gümüşcüye yolumuzu çevirdik. Kazasiye denilen gümüşlerden aldık.Karadut dondurmasına bakmasak olmaz dedik.Arkadaşlar ise havuç suyunu tercih etti.Bu arada fotoğraf çekmeyi de ihmal etmedik.Dönüş için arabaya bindiğimizde herkesin eli kolu doluydu.Özellikle yaprak almışlardı.O arada güneş açmayı da ihmal etmedi.Dönüşte yorgun ama mutlu bir şekilde Ankara'ya geldik.Yağmur nedeniyle iyi ki vaz geçmemişim.Güzel yolculuktan elimizde kalan fotoğraf ve anılar oldu.
Hıdırlık tepesinden ilk çekimleri yaptık.
Dağlarıma bahar gelmiş memleketimin,şarkısı dilimizde gelinciklerin renkli görüntüsü ile de gözlerimiz bayram etti.Arabada gezi ve yemek konusunda belli bir planlama olmadı. Biraz program kişisel tercihlerle belirlendi. Beypazarı'nda çarşı tenhaydı.Herkes yemek için belli alan seçti.Tercihler genelde Taş mektep'ten oldu.Biz Ispanaklı gözlemeyi tercih ettik.Serbest zamanda Beypazarı'na gidip te gümüş almadan olmaz diyerek gümüşcüye yolumuzu çevirdik. Kazasiye denilen gümüşlerden aldık.Karadut dondurmasına bakmasak olmaz dedik.Arkadaşlar ise havuç suyunu tercih etti.Bu arada fotoğraf çekmeyi de ihmal etmedik.Dönüş için arabaya bindiğimizde herkesin eli kolu doluydu.Özellikle yaprak almışlardı.O arada güneş açmayı da ihmal etmedi.Dönüşte yorgun ama mutlu bir şekilde Ankara'ya geldik.Yağmur nedeniyle iyi ki vaz geçmemişim.Güzel yolculuktan elimizde kalan fotoğraf ve anılar oldu.
7 Mayıs 2013 Salı
Gelecek için hayaller kurmadım ama
Benim için düzen önemliydi.Düşünüyorum da.Hayal kurmaya belki vakit yoktu.Biz sevgileri anne babalarımızdan gördük.Ya da okuduğumuz romanlardan.Okuduğumuz romanlar hayaldi.Ama günlük yaşantılarımız gerçek.Gerçekliğin içinde çalışkan bir babam ve hayat dolu becerikli annem vardı..Babam
annem için sultanım derdi.Asıl adı Sabahat.Annem babamın gönlünün sultanı olmuştu.Galiba annem sevildiğini biliyordu.Çocuklardan ve işten güçten vakit bulup sevdiğine duygularını açmamıştı.Ama babamı da hep sevmişti.Şimdi ki gençler aşkım diyor.Ya da hayatım.O da güzel.gençlerin aralarındaki ilişki daha güzel oluyor.Gelecekten bahsederken birden işin içine aşk ,sevgi ilişkiler girdi.Kitap okumayı çok severim.gençliğimde de şimdi de geçerli.Kitap dolu bir ev hayal etmedim.Ama gerçekten kitap dolu bir dünyam ve evim var.Bazen kızım ve eşimle birbirimizin olumlu ve olumsuz özelliklerinden söz ederiz.Bana kızım sosyal bir insansın der .Bu yönüm hoşuma gidiyor ama sanat dolu bir dünyam olsaydı daha çok hoşuma giderdi.15 dakikalık bir oyunum,Sinop halkına oynadığım tiyatro oyunculuğum ve evde bir kaç yağlı boya tablom var.Cebimde biriktirdiklerim bunlar.Bir de yetiştirdiğim öğrencilerim,sorunlarını çözdüğüm gençlerim.Danışmada bir öğrencim.özel ilişkilerinden bahsederdi.Ardından sizin yaşınız almış başını ben bunları size niye anlatıyorum diye kendini sorgulardı.Bazı gençler sadece dersten kaçmak için yanıma gelirlerdi.
Yine anılar .Peşimi bırakmıyor.Yalnızlığım anıların gölgesinde git geller yapıyor.Bazen med cezir,bazen ,düş.Geçmişle hesaplaşma kim bilir ne anlatmak istiyor.
Yaptığım tablo.Burası Yedin Göllerde bir şelale.
annem için sultanım derdi.Asıl adı Sabahat.Annem babamın gönlünün sultanı olmuştu.Galiba annem sevildiğini biliyordu.Çocuklardan ve işten güçten vakit bulup sevdiğine duygularını açmamıştı.Ama babamı da hep sevmişti.Şimdi ki gençler aşkım diyor.Ya da hayatım.O da güzel.gençlerin aralarındaki ilişki daha güzel oluyor.Gelecekten bahsederken birden işin içine aşk ,sevgi ilişkiler girdi.Kitap okumayı çok severim.gençliğimde de şimdi de geçerli.Kitap dolu bir ev hayal etmedim.Ama gerçekten kitap dolu bir dünyam ve evim var.Bazen kızım ve eşimle birbirimizin olumlu ve olumsuz özelliklerinden söz ederiz.Bana kızım sosyal bir insansın der .Bu yönüm hoşuma gidiyor ama sanat dolu bir dünyam olsaydı daha çok hoşuma giderdi.15 dakikalık bir oyunum,Sinop halkına oynadığım tiyatro oyunculuğum ve evde bir kaç yağlı boya tablom var.Cebimde biriktirdiklerim bunlar.Bir de yetiştirdiğim öğrencilerim,sorunlarını çözdüğüm gençlerim.Danışmada bir öğrencim.özel ilişkilerinden bahsederdi.Ardından sizin yaşınız almış başını ben bunları size niye anlatıyorum diye kendini sorgulardı.Bazı gençler sadece dersten kaçmak için yanıma gelirlerdi.
Yine anılar .Peşimi bırakmıyor.Yalnızlığım anıların gölgesinde git geller yapıyor.Bazen med cezir,bazen ,düş.Geçmişle hesaplaşma kim bilir ne anlatmak istiyor.
Yaptığım tablo.Burası Yedin Göllerde bir şelale.
1 Mayıs 2013 Çarşamba
Sebzelerin serüveni başlıyor
Bugün dünürlerin köydeki evdeydik.Bahçeyi otlar bürümüştü.Toprak ilgi istiyordu.Otların arasından ebegümeci otunu topladım.Memlekette gözlemenin içine ya da pişinin içine koyarlar.Bahçe kolay adam olmaz diye düşündüm.Ancak emek ve teknolojinin birleşimi bahçenin ottan temizlenmesini sağladı.Biz kenardaki çapanın giremediği otları temizledik.Ben çok yapamadım ,hemen yoruldum.Dünür çok uğraştı kan ter içinde kaldı.Havanın sıcak oluşu daha çok yorulmaya yol açtı.Yorgunluğun ardından kana kana su içtik.Damat ve babası çapa ile uğraştılar.Ne kadar teknolojide olsa onu sen çalıştırıyor,yürütüyor,toprağı alt üst ediyorsun..Bayağı yoruldular.Ama bahçe yavaş yavaş toparlandı,gübre atıldı.Toprak havalandı.Daha işleri var.Geçen yıl babamın bahçesinden kayısı kopartırken ne kadar zorlanmıştım.Düşünün ekim için toprağı hazırlamak sonra fideleri ekmek öyle kolay işler değil.Çıkan otlar temizlenecek ,fideler çapalanacak. Yediğimiz sebze soframıza kolay gelmiyor.Mis gibi kokan domates,dalında çıtırdayan biberi,görünce gerçekten değer diyorsunuz.
Bahçenin ilk hali
Bahçenin son hali
Bahçenin ilk hali
Bahçenin son hali
25 Nisan 2013 Perşembe
Bahçem yok diye üzülme.
Sabah gazete almak için evden çıktım.Hemen bir alt sokaktaki parkı turladım.Oraya uğramazsam sanki o gün eksik bir şey yapmış gibi oluyorum.Parkın çimenleri yeni kesilmiş ,içimi çimen kokusu sardı.Diğer taraftan parka bakan bahçıvana teşekkür ettim..Ne bakımlı bahçem var dedim.Benim için bizim için çimenler kesiliyor,çöpler toplanıyor.,ağaçların bakımı yapılıyor.Spor aletleri yenileniyor.Sonra terasa çıktım.Kahvem eşliğinde gazetemi okudum.Fotoğraf makinası ile uğraştım.Bilgilerimi yeniledim.Fotoğraf çektim.Asa,iso öğrenmeye çalıştım.Şimdi size teras fotoğrafları ve parktan fotoğraflar.Park fotoğrafı cepten çekildi.Teras fotoğrafları fotoğraf makinasından .
20 Nisan 2013 Cumartesi
Eskici
Bu sabah her zaman ki gibi 7.30'da uyandım.sabah gazetesini almak için dışarıya çıktığımda bir alt sokaktaki yürüme yerinde iki tur yaptım.Yaşlı bir amca torununu gezdiriyor.Bir kadın yürüyüş yapıyor.Bir amca sırtını güneşe vermiş bankta oturuyor.Beyaz bir kelebek ağaçların,otların,çiçeklerin üzerinde dolaşıyor. Vay be dedim.Ne güzel bir hava,ne güzel bir gün.Zihnimi boşaltasım geldi.hiçbir şey düşünme,plan yapma anı yaşa.Ardından bir arkadaşa uğramam lazım.Yolda bir eskici, hala var olduğuna şaşırdığım,çocukluğumun düşsel yolculuğundan gelip sanki önüme düştü.Kadının biri bir kova leğen ve mandal almıştı.Eskiyen giysilerin karşılığında.ben de eskiyen günlerimi,eskiyen fikirlerimi satmaya karar verdim.karşılığında ne alırım diye düşündüm.Eskiyen günlerim anılardı. Karşılığı plastik bir kova olmamalıydı ya da plastik mandal.Ben anılarımı plastik mandallara tutturup çamaşırlığa astım.Üzerinden yağmur geçti,kar geçti,rüzgar geçti.hırpalandı.Ancak şöyle bir geriye baktığımda bir avuç mutluluk sardı.Eskiyen fikirlerimi savurdum yağmur sularına.Güneş çıktı.Buhar oldu.Bir sonraki yağmura kadar.Fikirler eskir mi diye düşündüm.açtım gazeteleri sarmadı hiç biri.İşe yaramazsa dedim en azından eskiciye satarım.Bana verir bir leğen o leğene çiçek ekerim.Ya da tohum .Yeşerir tekrar ,ya da sebze olur.karnım doyar.Tam o anda bir taşa rastladım.İki seksen yerdeyim.Kovanın içinden sular süzüldü.Bir baktım ellerim çamur,sonra aklıma geldi. Bu mevsim boş saksılar için gül aldım onları dikerken çamur oldu.Su geldi temizledi. ama aklım hala eskicide bağırıyor ,eski diye.Eskimeyen ne kaldı geride.
Uygun resim ne olabilir diye düşündüm.Fotoğraf arşivinden çıkan Sinop Ayancık'tan eski bir ev oldu.
Uygun resim ne olabilir diye düşündüm.Fotoğraf arşivinden çıkan Sinop Ayancık'tan eski bir ev oldu.
14 Nisan 2013 Pazar
Küçük Prens
Şimdi doğum günleri de değişti. Konsepti olmalıymış.İngilizce bilmediğim için onun yerine bir konu ya da tema mı desek. Günlere anlam katmak güzel. İnsanı durgunluktan alıp harekete geçiriyor,insanın enerjisini aktif hale getiriyor.Yaşam bir şekilde anlamlı kılınarak var olduğumuzu bize hissettiriyor.Bunaltılardan bu şekilde kurtuluyoruz.Küçük prens deyince aklıma içimizdeki prens ve prensesler gelir.Bizim küçük prensimiz de büyüdü .Dün 1 yaşını bitirdi.Yaşamda geçen bir yıl. Ne kadar önemli. Ne kadar anlamlı. Küçücük bebekten şu an yürüyen kendi var oluşunu ifade eden çocuğa doğru anlamlı bir yolculuk. Kendini ifade edemediği zaman çıkardığı seslerle duygularını gösterme.Bu anlamlı serüvenin yanında olmak birlikte büyümek.Dünyayı çocuk gözüyle görmek ne güzel! Yitirdiğimiz heyecanı tekrar bulmak ne güzel ! Parka çıktığımızda ki keyif ,dedesini görünce ki mutluluğu, hele salıncakları gördüğündeki heyecan, babaannesi ile yapılan dansları,babası ile yapılan oyunlar, büyük babanın ilgisi ile var olan küçük prensimiz.Küçük bir bebek ya da çocuk görünce de ayrı heyecan duyuyor.Günün konusunu güzel seçmişler.Yaşamın bu anlamlı yolculuğunda günlerimize heyecan katan küçük prensimize tekrar hoş geldin derken sevgili kızım ve sevgili oğlum Efe'yi kutluyorum.
6 Nisan 2013 Cumartesi
Özledim
Dünü özledim dünde yaşadıklarımı. Çocukluğumu özledim. Papatya tarlasında oynamayı,
çocukluğumun akşamlarını özledim. Tek eğlencemiz akşamları sokak lambası altında saklambaç oynamayı .Arada sırada gelen cambazlara gidişimizi. Açık hava sinemalarında locadan siyah beyaz film izlemeyi .Tahta sandalye üzerinde oturmayı .Çat kapı komşuların kahveye ya da çaya gelmesini. Avluda açan çiçekleri. Tulumbadan çektiğimiz suları. Sabahları soğuk suyla yıkanılan yüzler. Bahçedeki dut ağacını. Yazın okul harçlığı için dizilen tütünleri. Yazları çaya gidip piknik yapmayı. Çocukluğun yarını düşünmeden kaygısızlığı.
Evin en sessiz odasına gidip güneşi arkama alıp koltuğun arkasına saklanıp kitap okumayı. Okuldan geldiğimde annemin soba üzerinde yaptığı çayı. Annemin çamaşır gününde yorgunluktan yemek yapmayınca tavada yumurta ve ev makarnasını özledim. Özlediğim geçmişim mi yoksa yaşadıklarım mı?
Çocuk olmayı, sokakta oyun oynamayı Yalın ayak koşmayı. Kışları babamın Almanya'dan gelişini. Eski mahallemizi. değişmeden kalan eski sokakları, anıları. yaşadıklarımızı hatırlatan resimdeki çocuğu. Dünkü beni. Bugün eski evimin sokağından geçip Dikmen Vadi'sinde yürüyüş yapmaya giderken bunları düşündüm.
Dündeki çocuğun büyüyüp bugünün insanını içinde barındırması... Düşlerimi, yalansız insan olmayı, özlediğim kim ben mi yoksa o çocuk mu?
çocukluğumun akşamlarını özledim. Tek eğlencemiz akşamları sokak lambası altında saklambaç oynamayı .Arada sırada gelen cambazlara gidişimizi. Açık hava sinemalarında locadan siyah beyaz film izlemeyi .Tahta sandalye üzerinde oturmayı .Çat kapı komşuların kahveye ya da çaya gelmesini. Avluda açan çiçekleri. Tulumbadan çektiğimiz suları. Sabahları soğuk suyla yıkanılan yüzler. Bahçedeki dut ağacını. Yazın okul harçlığı için dizilen tütünleri. Yazları çaya gidip piknik yapmayı. Çocukluğun yarını düşünmeden kaygısızlığı.
Evin en sessiz odasına gidip güneşi arkama alıp koltuğun arkasına saklanıp kitap okumayı. Okuldan geldiğimde annemin soba üzerinde yaptığı çayı. Annemin çamaşır gününde yorgunluktan yemek yapmayınca tavada yumurta ve ev makarnasını özledim. Özlediğim geçmişim mi yoksa yaşadıklarım mı?
Çocuk olmayı, sokakta oyun oynamayı Yalın ayak koşmayı. Kışları babamın Almanya'dan gelişini. Eski mahallemizi. değişmeden kalan eski sokakları, anıları. yaşadıklarımızı hatırlatan resimdeki çocuğu. Dünkü beni. Bugün eski evimin sokağından geçip Dikmen Vadi'sinde yürüyüş yapmaya giderken bunları düşündüm.
Dündeki çocuğun büyüyüp bugünün insanını içinde barındırması... Düşlerimi, yalansız insan olmayı, özlediğim kim ben mi yoksa o çocuk mu?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
DİKMEN Ankara'da dört yıl Kızılırmak sokakta Irmak kız öğrenci yurdunda kaldım. Yurt önce sinema şimdi Jolly Joker konser salonu oldu....