21 Nisan 2025 Pazartesi

parıldayan çiçeğin gözüyle Ankara 1

                                                                                     

        Dikmen Vadi' sinde sakura zamanı

       İstanbul Ansiklopedisi adlı diziye başlamamıştım Güzellikler defteri Şule Hanım diziden etkilenerek  İstanbul'u yazmış ben de bir 1978 yılından beri yaşadığım Ankara'yı kaleme alayım. Daha sonra diziyi izledim. Leylak Dalı Ankara'yı anlatmış. Esen Aktaş Yalova Ansiklopedisini yazmış.

Reşat Ekrem Koç, tarihçi yazar. G harfine kadar İstanbul' u anlatmış. Bakalım ben hangi harfte nerede takılacağım.

ANKARA 

        Frig Kralı Midas'ın gemi çapasını bulduğu yer.

        Solfasol dergisinde yüz kelime ile anlattığım sonra ek yaptığım ve oğlumun bestesini yaptığı Babamın Tenekeleri adlı kitabımdaki Ankara.

                  


ANITKABİR 
Mustafa Kemal Atatürk aklıma gelir. Cumhuriyetin kurucusu, parçalanmış imparatorluktan mücadele ederek yeni bir ülke yaratmıştır. Evimin penceresinden her gördüğümde heyecanlanırım.

                                                                               

  ANADOLU MEDENİYETLERİ MÜZESİ
 Çocukları, öğrencileri, gelen konukları ve bazen de konser izlediğim yer. Ankara'nın geçmişi, tarihi, dünü. Müzede konser
                                                           


AKVARYUM
Keçiören' de Torunları beş altı kez götürdüm. Bir de Naga Vega alışveriş merkezinde  var. 

                                                                              


                                                                                 
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
Ankara'ya gelme sebebim. 77-78 yılı öğretim dönemi DTCF Psikoloji bölümü. Üniversite hayatıyla yerleştim arada sırada gezilere de gitsem dönüp dolaşıp geldiğim yer.

ARKADAŞLAR
Çocukluk arkadaşım. Altmışlı yılların sonundan beri ara da sırada da olsa görüştüğüm arkadaşlarım. bana memleket havasını ve çocukluğumu getiriyor. Ankara Üniversitesi DTCF Psikoloji bölümünden görüştüğüm arkadaşlar. Mesa batı sitesinde yaşamıştım. Bahçeli evimiz vardı. Oradaki komşularım. Farklı okullarda çalıştım. Gazi çiftliği, Sokullu Mehmet Paşa lisesi, Ticaret meslek Lisesi, Tarım Meslek Lisesi bazıları özel. Benim Ankara'da kardeşlerim yok bana kardeş olan arkadaşlarım var. Ankara onlarla anlamlı. Ayrıca eşimin devlet Yatırım Bankasından tanıdığı çalışma arkadaşlarının eşleri. Fotoğraf çalışmalarında tanıdığım fotoğrafçılar. Taksav toplumsal araştırma vakfından tanıdığım Ankara tiyatro festivalinden arkadaşlar. Görmesek te gitmesek de görüştüğüm arkadaşlar, komşularım. Çok özel insanlar.
Ne kadar önemli. Sıkıntılı bir anında ararsın derdini paylaşır rahatlarsın. Ya da bir kahve içimi aralığında görüşür, özlem giderirsin. Bazen de buluşmaların güzel bir birlikteliğin devamında bir kadeh şarabın, çayın, kahvenin  verdiği huzurda o yanındadır. Uzun zamandır görmemişsindir, sanki yarım bırakılmış sohbetlerin devamıymış gibi kaldığı yerden sözler anlamını bulur. Aramızda farklılıklar vardır. Ne huylarımız benzer ne yaşamlarımız ama lafa göbek atlattığımız arkadaş bazen akrabamızdır.
ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ
Bahar gelince çocukları alıp piknik yaptığımız hayvanat bahçesi. ( hayvanların kafese kapatılmasına karşıyım. Doğal ortamlarında olmalı.) Sabah balkonuma konan kuşlar gibi. Ya da denizde balık, gökyüzünde kuş, yerde kedi ve köpek misali. Döneri, kokoreçi, dondurması ile ayrı lezzetlerin olduğu yer. Atatürk' ün evi. Balkon, teras ve bahçe için çiçek aldığım serası. Alışveriş yaptığım Tigemi. Bu satırları yazarken beni geçmişe götüren anılarım. Bataklıktan ormana dönüşen Atatürk'ün eseri. Doksanlı ve  iki binli yılların Ankara'sı
BAHÇE
Doğanın kendisi, çocukluğum nefes aldığım yer. Köydeki küçük bahçem, Bahçenin sincabı apartmanların bahçeleri vb. Bazen bahçelerimiz olan balkonlar


                                                                                 




 CANIM 
Torunlarım, eşim, kızım, oğlum, dostlarım, arkadaşlarım, akrabalarım.

ÇİÇEKLER
Adımın anlamı parıldayan çiçek o yüzden mi çok severim. Dün petunya aldım. Bugün de bodrum papatyası. Ayrıca doğada bulunan papatyaları çektim. Çiçekler yaşamın renklerini içinde taşır. Alt balkon dolu şimdi teras ve köydeki ev için çiçek alıp ekmek lazım. Ankara' nın çiğdemi 

                                                                           
                                                                  Aynı sefa
                                                                                    



                                                                             DOĞA
Dikmen Vadisi sakura zamanı, Uğur Mumcu parkı, Öveçler vadisi, Mogan gölü Gezdiğim dolaştığım soluk aldığım ilkbahar parkı.
 Ankara'nın soluklanacak alanları , 1. Eymir Gölü · 2. Gençlik Parkı · 3. Aqua Vega Akvaryum · 4. Anfa Altınpark · 5. Dikmen Vadisi Park · 6. Mogan Gölü (Gölbaşı) · 7. Kugulu Park · 8. Ahlatlıbel ...
                                                                                              
                                                                             
                                                                         Mogan Göl'ü
                                                                             
                                                             Dikmen Vadi'si
  

                                                                                                 
      
                                                                     Not: Fotoğrafların üzerine lütfen tıklayınız.                          

24 Şubat 2025 Pazartesi

Cemre havaya kar toprağa düşerken insanlık nereye düşer?

                                                       


                                                                                









                                                            Fotoğraflar 11.Ankara sanat fuarı

     Geçen yıl  65 yaşına girince   eşim Ego' dan kartını aldın mı? diye soruyor. Arkadaşım Betül "bak yazıyorsun otobüse seni bindireceğim ne hikayeler var" deyince. Dayanamadım gidip kartımı ücretsiz paso çıkartım. Genelde Kızılay'a binmek için otobüs binerim. Otobüs ya da dolmuşa binince otomatik olarak ( ne kadar çok bağımlı olmuşuz) cep telefonu açarım. Yaşlı bir amcanın yanına oturdum. Yaşlı diyorum ama bazen bizden genç oluyorlar çökmüş bazen hayatın sillesini yemiş oluyor.  Vallahi kendime  bir türlü yaşlılığı  konduramıyorum. Amca oturur oturmaz " bak kızım cep telefonu ile oynayacak olursan ben buradan kalkacağım." Amca  telefonuna neden karşı olduğunu ailedeki düzeni bozmasından olumsuz sonuçlarına kadar anlattı. Bunca konuşmadan sonra telefona bakmam tabii ki mümkün değil.  Tam o anda benim telefon çalmaz mı. Amca şimdi telefona bakmayacak mıyım? diyen ben "bak kızım kısa konuş." dedi. Sonra önünde bir çanta var. Açtı içinden tükenmez kalem çıkardı Cep telefonuma bakmadığım için teşekkür maiyetinde verdi. Böylece aynı zamanda ödüllendirmiş oldu.

       İki gün önce Birlik mahallesinde torunları keman kursuna götürdüm. Çıkışta kar o kadar yağmış ve bir yandan da göz gözü görmez halde yağıyor. Arabada kar lastiğim yok. İki adım gidemiyorum ilerleyemiyorum. Karşıdan araç geliyor bir türlü gidemediğim için yanımdan geçemiyor kaldırımı deniyor mümkün değil. Benim aklıma gelmedi. Adam arabasından paspasları çıkardı arabanın lastiklerinin altına koydu. yardım etti. O arada bu karda kışta bir arabaya çarparım kayarım arabada iki çocuk var ne yapmalıyım diye  hızlı bir şekilde düşündüm. Arabayı en yakın alana park ettim. Çocuklarla taksi aramaya başladık. Hiçbir taksi durmuyor. Bari trafik ışığın olduğu yere yürüyelim dedik. Bir taksi durdu. Kendimizi zor attık içine. Çocuklar olmasa durmazdım demez mi. Gerçekten trafik zor ilerliyor göz gözü görmüyor ,yoğun bir kalabalık var. Taksinin camları buğulanıyor. Şöför arabanın lastikleri kar yağmadığı için yatık kaldı oda zararlı diye sohbet ediyoruz. Ara sokaklar yerine insanlar ana cadde ye yönelmişler. Değer yargıları üzerine sohbet ederken ben teşekkür ediyorum. "Hala sizin gibi insanlar var durdunuz bizi aldınız." Neyse yolun ileri kısımlarında bitti. Varacağımız yere geldik. Beden bahşiş istemez mi çok şaşırdım. İstiyorsanız vereyim bari dedi. Yolumuz uzundu az bir para vermedik. İndik büyük torun "annane verdiğin bahşiş çok para değil niye bu kadar söyleniyorsun." diye bana çattı. kızıma anlattım olayı "adam niye böyle şey yaptı" olmaz diyor. Kuaförüme anlattım. "Keşke plakayı alıp şikayet etseydin." diyor. Ben o yorgunlukla bunu düşünecek durumum yok. tamam o kötü havada aldı bizi benim ona vereceğim benden istediği bahşiş onun için çok mu önemli diye düşünüyorsun. Yüzü kızarmadan istiyor. Bahşiş vermek takside hiç aklıma gelmez. Beş lira on lira üstü kalsın dersin Tamam aldığı para az olur kendi taksisi olmayabilir. Ama dilenci gibi istemek çok garip geldi. 

         Yaşadıkça hayatta aklımıza gelmeyen tecrübe dediğimiz olayları yaşıyoruz.Her birinden ders alıyorum. İşte hayat diyorum.


parıldayan çiçeğin gözüyle Ankara 1

                                                                                               Dikmen Vadi' sinde sakura zamanı        İ...