13 Nisan 2015 Pazartesi

baharın hediyeleri

Dün artık yeter dedim kendime sabah yürüyüşü yap dedim. Birde Öveçler Vadi' sinde yapılmayan bölüm var. Oradan zaman zaman balkon için ağaç dalları, kır çiçekleri toplarım. Bu sefer yine oraya gideyim dedim. İnanamadım. sarı papatyalar.o kadar mutlu oldum ki.

Öğleden sonra Artvin iller fuarına gittim. Pazar öğleden sonra pek gitmem ama bu sefer gideceğim tutttu. Ne kalabalık anlatamam .Sanki bütün Ankara' daki Artvin' liler orada. Doğal kekik aldım. Birde portakal ve limon içinde yeşil limonlarda vardı.

Oradan 100 .yıl pazarına gittim. Pazar çok pahalıydı. Otçu teyzemden hardal otunu aldım. Zeytinciden daha olmamış acımtrak zeytinler.

Öğleyin  hazır meyve suyu içmiştik hiç memnun kalmamıştık. Hemen hardalı temizledim.haşladım .Sarımsak ,sirke ,zeytinyağı bir özlemişim ki... Yanında limon,  portakal karışık doğal meyve suyu. Birde Atatürk Kültür Merkez'  inde bir amca yerden ot topluyor.
 Nedir diye sorduğumda teke sakalı diye bir ot demişti.Arkadaki Onu da yıkayıp masaya koydum. Farklı doğal tatlardan oluşan ikindi kahvaltısı ile günün keyfi yerine geldi.

10 Nisan 2015 Cuma

sardunyalar susuz kalmasın.

Sabahları uyanır uyanmaz ilk işim dışarı bakamaktır. Tam karşımızda da bakkal var. Kaç gündür kapalı merak ettim hastalandı mı ?diye içimi bir hüzün kapladı. İnsan alışınca kötü oluyor. Saat gibidir, zamanı oradan öğrenirim. Eger açıksa saat 7.00 olmuştur. Sonunda öğrendim yengesi ölmüş . Kars'a gitmiş .İçim biraz rahatladı. Evin girişinde bir akşam bir kalabalık ölen mi var? sorusuna babamız öldü dediler. Başsağlığı diledim.Beyaz sakallı yüzü nur içinde bir amcaydı. Balkonunda sardunyalar vardı. Kızları gelir giderdi. Balkonda sigara içen bir bakıcı vardı. Şimdi sardunyalar susuz kalacak. Tıpkı annem ile babamı kaybettiğimde çiçeklerin kuruması gibi. memleketten getirememiştim. Alıştığımız durumlar elimizden kayınca yaşam ne kıymetli oluyor. Bahar yürüyüşlerine başlayamadım. Kendimi keyifsiz hissediyorum. Havada soğuk sarıp sarmalanıyor gazete almaya çıkıyorum.  Bahar çiçeklerini göreyim diye İlkbahar Park' ında bir tur atıyorum. Evdeki çiçeklerim boyunlarını bükmeğe başlamışlar. Susuz kalmak ne kadar kötü, hemen çiçeklerin  yaprakları solmaya başlıyor. Tıpkı insan gibi. Alıştığımız şeyleri kaybedince ben de öyle oluyorum. Hasta olmamak, canın bir şeyler hissetmememesi, gönül kırgınlığı hepsini birleştirince ben de solan bir çiçeğe döndüm. Gayret et diyorum. Balkon için aldığın çiçekleri düzenle, günlük hayatın tek düzeliğinden kurtul. sevdiğin bir arkadaşı ara.yavaş yavaş yapıyorum. canlanmağa başladım ama bana yetmiyor. Beden yorgunluğu ruh yorgunluğu ile birleşince kötü oluyor. Şu an dışarıda güneş var. Hava biraz daha ısınsın. Gazete almağa çıkayım. Alt parkta bir turlayım. Gidip sardunyalara bakayım.Balığın suyunu değiştireyim.

Üç kozalak iki taş

                                                                                           Spderman                                         ...